Kayıtlar

Temmuz, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Güzel Söz

Resim
Söz deyip de geçme.. "Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir.” (Fâtır, 35/10) Allah Rasûlü de (sas) şöyle ifade eder ağızdan çıkan sözün akıbetini: “Kul, Allâh’ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allâh’ın rızâsını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allâh’ın gazabını gerektiren bir söz söyler, fakat o sözün kendisini Allâh’ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah o kimseye, o kötü söz sebebiyle, kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder.” (Muvatta, Kelâm, 5; Tirmizî, Zühd, 12) Bir kelime.. Bir akıbet… Konuşup konuşup geçiyoruz. Bazen umarsızca, bazen pervasızca. Bazen sadece konuşmuş olmak için çıkıveriyor kelâm dudaklarımızın arasından. Bazen dilimizden çıkanlar söz değil de, misk ü amber oluveriyor muhatabına. Bazen de atılan taş ya da ok misali acıtıyoruz, delip geçiyoruz yürekleri ardımıza bile bakm...

Bazı Bazı

Resim
Bazıları için zaten hazırdır her şey. Bazılarına çabalamak düşer. Bazen çabalamak da yetmez. Sen çabaladıkça yollar farklı yerlere evrilir. İstediğin hedeften uzaklaşır. Ya da sen öyle zannedersin. Ama ulaşmak isteyip de ulaşamadığın o yol, hep bir ukde olarak kalır içinde. İmkanlar başka olsaydı, elini uzattığın zaman elinden tutan olsaydı, kapılar açılıverseydi.. Böyle böyle uzar gider bin bir düşünce. Coğrafya ayrı bir kader, aile kaderin başka bir parçası, şu hayatta karşına çıkan her insan, her hadise senin için bir imtihan. Ama iyi ama kötü. Yıllar geçtiğinde anlarsın bazen çabalamanın da yetmediğini. Ve dersin ki, şairin dediği gibi, "Sakın kader deme, kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır." Ve evet göklerden gelen bir karar var. Senin için en güzelini seçen, beğenen ve getirip önüne koyan Biri var. Belki aklında olanı hayata geçiremedin. Belki hayal ...

Bir Soru.. Bir Cevap..

Resim
Sahabeden Ebû Amr (veya Ebû Amre) Süfyân İbni Abdullah (ra) sorduğu bir soruya karşılık, aldığı cevabı şöyle aktarmış bizlere: - Yâ Rasûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim. Resûlullah da(sas): - “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu. (Müslim, İmân 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12) ... Hadisi aktaran Hz. Süfyân, görüldüğü üzere, Efendimiz’e isteğini son derece nazik sınırlar içinde arzetmiş. “Bana İslâmiyeti tarif et” deyip geçmemiş, “Bana İslâmiyeti öylesine özlü, açık ve kapsamlı tarif et ki, bir daha senden başkasına sorma ihtiyacı duymayayım” demiş. Efendimiz de, peygamberlik birikimi ve cevâmiü’l-kelim (az sözle engin mânâlar dile getirme) özelliği ile bu zorlu isteği, “Allah’a inandım de, sonra dosdoğru ol” diye iki cümlecikle cevaplamış. Hadisin bir başka rivayetinde cevap, “Rabbim Allah’tır de, sonra dosdoğru ol!” şeklinde geçer. Soru güzel.. Cevap ondan da güzel.....

Sessizliğin Ahengi

Resim
🎶🪔✍ "Müzik notalarda değil, aralarındaki sessizliktedir.” demiş ünlü müzisyen  Wolfgang Amadeus Mozart Geçenlerde ders çalışırken karşıma çıkan bu söz, beni derin düşüncelere sevk etti. Ne ilginçtir ki, ben de uzun bir süredir sesleri, tonları ve o tınılardaki ahengi düşünüyordum. İnce, kalın, tiz ya da tok. Ve hepsinin bir araya gelmesi ile oluşan harikulade bir kompozisyon ya da ahenk. Öyle ya, seslerin hepsi aynı tonda olsa ne kadar monoton olurdu. Oysa her bir varlığın sesi insanı ayrı ayrı büyülüyor ve o Sanatkâr'a hayran bırakıyor. Müzik yani farklı farklı seslerin birleşimi ile oluşan sadâ, gerçekten de Rabbimden bize sunulan ilahi bir nefes gibi. Daha göremediğimiz nice güzelliklerle birlikte. Biraz düşünecek olsak, şu içinde çabalayıp durduğumuz hayat da bir müzik tadında aslında. Çünkü şu kainattaki var olan her şeyin kendine göre bir ritmi, ahengi var. Yaşadığımız her hadise, karşılaştığımız her olay, kişi ya da durum, her şey adeta kocaman bir orkestr...

Allah Korkusunun Yedi Alâmeti

Resim
Semerkandi hz.lerinden Allah'a gerçek kul olmanın özeti 🪔✍ "Allah korkusunun 7 alâmeti vardır: ⚘ Birinci alâmet dilde belirir: Allah korkusu taşıyan kul dilini yalandan, dedikodudan, iftiradan ve boş konuşmaktan alıkoyar; bunlar yerine onu zikirle, Kur'an okumakla ve ilmî konuşmalarla meşgul eder. ⚘ İkinci alâmet kalpte belirir: Allah korkusu taşıyan kul başkalarına karşı kalbinde düşmanlık, iftira ve kıskançlık barındırmaz. Çünkü kıskançlık iyilikleri mahveder. ⚘ Üçüncü alâmet gözde belirir: Allah korkusu taşıyan kul, haram olan hiç bir şeye bakmaz. Dünyaya aç ve hırslı gözlerle değil, ibret almak amacı ile bakar. Helal olmayan şeylerden bakışlarını uzak tutar. ⚘ Dördüncü alâmet karında belirir: Allah korkusu taşıyan kul, karnına haram lokma sokmaz. Çünkü haram lokma yemek ağır günahlardan biridir. ⚘ Beşinci alâmet ellerde belirir: Allah korkusu taşıyan kimse, ellerini haram değil, Allah'ın rızasına uygun şeylere doğru uzatır. ⚘ Altıncı alâmet ayak...