En Güzel Kitap

"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, müminlere bir hidayet ve rahmet geldi." Yunus, 57

"Allah sözlerin en güzelini indirmiştir. Allah'ın vahiy yolu ile gönderdiği bu söz, her tarafı birbirini tutan, gerçekleri, farklı üsluplarla tekrar tekrar beyan eden bir kitaptır. Rab'lerini tazim edenlerin derileri onu okuyup dinlerken ürperti duyar. Sonra derileri ve kalpleri Allah'ı anmakla ısınıp yumuşar, sükûnet bulur. İşte bu, Allah'ın hidâyetidir ki onunla dilediğine yol gösterir. Ama Allah'ın şaşırttığı kimseyi ise hiç kimse doğru yola koyamaz." Zümer, 23

Yüce Rabbimiz İşte böyle vasfeder kelamını ayeti kerimelerde. O, gönüllere şifa, ruhlara gıdadır. İnsanlığa en doğru yolu gösteren biricik rehberdir. Çünkü "Allahın sanat eserinin bir parçası olan insan, fıtratındaki kapalı tarafları ancak Allahın bildirdiği anahtarlarla açabilir. Hastalık ve sebeplerini ancak Allah'ın kudret elinden çıkan ilaçlarla tedavi edebilir...  Keşke insan günlük hayatında kullandığı eşyalara cihazlara önem verdiği kadar, insanlığıyla, saadeti ve felaketi ile ilgili konulara da önem verseydi.. bozulanı tamir için gerekli yere götürdüğü gibi kendisi de ilahi kelama kulak verseydi.. " der Seyyid Kutub..

Kur'an hem ses hem de mânâ açısından olağanüstü bir kitaptır. Vahyedildiği ilk günden bu yana, onunla boy ölçüşebilen başka bir kitap görülmemiştir. Onda insanları etki altına alan öyle müthiş bir ahenk vardır ki, ister istemez o ahenge kendini kaptırır insan.. Kur'an zaten bunu ister dinleyenden, onun gönül dünyasına girip titretmek, elinden tutup gökler ötesi alemlere çıkarmak ister. Kişi hiç bir his duymuyor, ürpermiyorsa eğer, orada bir sıkıntı var demektir, zira şöyle ifade eder kelamın kendisi, bizzat bu durumu:

"İşte bunlar, Allah'ın lânet edip kulaklarını sağırlaştırdığı, gözlerini kör ettiği kimselerdir.
Öyle olmasaydı, Kur'ân'ı düşünmeleri gerekmez miydi? Yoksa kalplerinin üzerinde üst üste kilitler mi var?" Muhammed, 23-24

Onu anlamaya çalışmayan bir insanın, ondan etkilenmesi ve onu rehber edinmesi ne kadar mümkün olabilir ki? O sadece "ölülere okunan" bir kitap değildir Akif'in ifadesiyle. Bilakis ölmeye yüz tutmuş ruhları yeniden diriltmek, iyileştirmek için gelmiştir.

Muhammed İkbal Kuran'ın nasıl okunması gerektiğini şöyle anlatır hatıralarında:

"Babam, durmadan bana diyordu ki: ‘Oğlum, Kur’an oku!’ Ben de hep okuyorum aslında, hiç elimden bırakmıyorum Kur’an-ı Kerim’i. Babam ise sürekli: “Oğlum, Kur’an’ı oku!” diyor. “Baba, ben hep Kur’an okuyorum, hiç elimden bırakmıyorum!” deyince, o şöyle cevap verdi: “Oğlum, Hazreti Muhammed’e inmiş gibi değil, sana hitap ediyor gibi Kur’an oku!”

Küçük oğlum meal okuyor bir kaç zamandır. Nasıl mutlu, nasıl heyecanlı, "Anne bu kitap sanki bana anlatıyor hep, benimle konuşuyor, sözleri o kadar güzel ki,  sanki dünyanın bütün kitaplarını içine toplamış,  hem de o kadar kibar bir dili var. Her şeyi anlatıyor,  nasihat ediyor, dönüyor bir daha anlatıyor. Hem nerede olduğun da fark etmiyor, zaman üstü âdeta, evrensel bir kitap bu. Okurken kendimden geçiyorum, müthiş bir duygu." diye anlatıyor hislerini..
Aynı yukarda bahsedildiği gibi.. bunu hissedebilmek için çocuk ruhuna ve saflığına mı sahip olmak lazım? Ya da biz nerede kararttık kalplerimizi de artık bizi etkilemiyor o lâl ü güher sözler..

Oysa, "İman edenlerin kalplerinin Allah'ı ve Cenab-ı Hak tarafından inen hakikatleri hatırlayarak yumuşayıp saygı ile dirilme vakti gelmedi mi? Sakın onlar daha önce kitap verilen ümmetler gibi olmasınlar. Zira kitabı tanımalarının üzerinden kendilerince uzun zaman geçmesi sebebiyle, onlarda ülfet ve kanıksama meydana gelmiş, neticede kalpleri katılaşmıştı. Hatta onların çoğu büsbütün yoldan çıkmışlardır." (Hadid, 16) ikazını kaç kez okumuşuzdur kimbilir.. 

Sahi, gerçekten de vakti gelmedi mi?

Ayşe Gül Eskikurt


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..