Kalbim Temiz mi?

Kime sorsak "Kalbim temiz" der. Nedir aslında kalp temizliği, elle tutulur bir şey midir acaba? Kalbin temiz olmasının göstergesi veya dışa yansıması nedir? Farkında olmadan, gereken temizliği ihmal ettiğimiz için onulmaz yaralar mı açıyoruz kalbimize yoksa?

“İşlediğimiz her bir günah, kafamıza giren her bir şüphe, kalb ve ruhumuzda yaralar açar. Bu yaralar da pek uzun olan hayat-ı ebediyemizi tehdit eder.” der Bediüzzaman. (Lem’alar, s.9)

Bu aslında çok önemli bir hadisin yorumu gibidir.  Bir nevi özetler ve çok isabetli bir yorumla bağlar sonunu.

Bu hadis çok bilinen bir hadistir, hani "Mümin bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta düşer... " şeklinde devam eden.

Tefsir ve hadis içiçe geçmiş iki ilimdir. Birbirinden ayrı düşünülemez. Hz Peygamber Kur'an'ın ilk öğretmeni ilk açıklayıcısıdır çünkü. Bazen sahabe sorar anlamadığı bir kelime ya da ayeti. Bazen de o kendisi duruma göre açıklamada bulunur. Bu açıklamaları Kur'an'ı anlama adına bizim için hazine gibidir.

Yukarıda bahsi geçen o meşhur ve bize yol adabı öğreten hadis de bir ayeti açıklamaya yönelik ifadelerdir.  Mutaffifin suresinde geçen "kalbi paslanmış" insanların kim olduğunu daha iyi anlamamız söylemiştir Hz Peygamber (sas)

Hadisin o kadar kıymetli bir hadistir ki bir çok sahabe sonraki nesillere aktarmış, bir çok farklı rivayet yoluyla günümüze ulaşmıştır. Hadis alimleri de bütün bu rivayetler arka arkaya kayıt altına almışlar.

Hadi birlikte bakalım bu farklı ve zengin rivayetlere. Ve anlamaya çalışalım Hz Rasul (sas) bir ayeti nasıl açıklamış (karışıklık olmasın diye bazı yerlerde, aktaran her bir sahabe-i kiramın isimlerini yazmadım).. Son kısma doğru da tefsir ve hadis alimlerinin, ayeti, hadise dayandırarak nasıl açıkladıklarını görmekteyiz.. 😊

***
Resulullah (sas) şöyle buyurmuştur:
"Mümin bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta düşer. Şayet bu günahtan geri döner, bağışlanma dileyip tövbe ederse kalbi arınıp temizlenir. Ancak aynı günaha dönerse o siyah nokta tüm kalbini sarana dek arttırılır. Yüce Allah'ın, ''Hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları kalplerini paslandırmıştır''[Mütaffifin 14] ayetinde bahsettiği pas da işte budur."

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 5/434 (3334)

***
"Kişi bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta düşer. Bir günah daha işlediği zaman kalbine bir nokta daha düşer. Bu şekilde sonunda kalbi siyah koyunun rengi gibi kara kesilir."

Tahric: Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum, diğer ravileri ise güvenilirdir. Ebu Nuaym, Zikru Ahbaru Isbehan (2/165-166),

***
"Kişi bir günah işlediği zaman kalbine siyah bir nokta düşer. Bir günah daha işlediği zaman kalbine bir nokta daha düşer, Bu şekilde sonunda kalbi (siyah) ben gibi olur.''

Başka bir rivayette:
"Bu şekilde sonunda kalbi siyah koyunun rengi gibi kara kesilir" lafzını kullanır.

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (1/273) ve Ebu Davud, Zühd (276),

***
"Kalp avuç içi gibi açıktır. Kişi günah işlediği zaman bu kalp kapanmaya başlar. Bir daha günah işlediği zaman biraz daha kapanır. Günah işledikçe de kapanmaya devam eder ve sonunda tamamen kapanıp üzerine mühür vurulur. Sonrasında kişi hayırlı bir şey duyduğu zaman bu hayırlı şey kulağından girip kalbine doğru iner, ancak kapalı olduğu için kalbine işleyemez. İşte, ''Hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları kalplerini paslandırmıştır'']Mutaffifin 14} ayetinde ifade edilen budur."

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, ed•Dürrü/l•Mensur (8/446).

***
"Müminin kalbi ayna gibi beyaz, temiz, pak ve parlaktır. Şeytan günahla birlikte bu kalbe hangi yönden yaklaşırsa yaklaşsın baktığı zaman aynaya bakıyormuş gibi kendi yüzünün yansımasını görür. Mümin bir günah işlediği zaman bu kalbine siyah bir nokta düşer. Şayet bu günahı için tövbe ederse bu siyah nokta silinip kalbi temizlenir. Ancak tövbe etmez ve günahları ard arda işlemeye devam ederse siyah noktalar da kalbine ard arda düşer ve sonunda kalbi kapkara olur. İşte, ''Hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları kalplerini paslandırmıştır''[Mutaffifin 14] ayetinde ifade edilen budur. Kişi günahları ard arda işlediği zaman yavaş yavaş siyahlaşır. Sonunda hiçbir öğüt bu kalbe işlemez olur. Allah'a tövbe etmesi halinde Allah bu tövbesini kabul eder ve kalbi yine ayna gibi tertemiz olur.''

İsnadı ceyyiddir (sağlamdır, güzeldir).

***
Mücahid (büyükbir tefsir alimi), "Hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları kalplerini paslandırmıştır"[Mutaffifin 14] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Günahlar kalbine işleyip sonunda onu çepeçevre sarar. ''Hayır! Doğrusu onların işlemekte oldukları kalplerini paslandırmıştır''[Mutaffifin 14] ayetinde geçen "Ran" ifadesinden de kasıt budur."

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Cerir, Tefsir (30/98)

***
A'meş bildiriyor: Mücahid bu ayeti açıklarken: "Öncekiler "......''[Mutaffifin 14]

ifadesinin mühür anlamına geldiğini düşünürlerdi" demiştir.

Bir sonraki rivayet de onun bu yöndeki açıklamalarından biridir.

Tahric: İsnadı sahihtir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/447).

***
Mücahid der ki: "Ran (pas), mühürden daha hafiftir. Mühür de kilitten daha hafiftir. En ağın da kalbe kilit vurulmasıdır."

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/447).

***
Muhammed Ebu'l-Cehm der ki: Yahya b. Ziyad el-Ferra, ''.......''[Mutaffifin 14] ayetini açıklarken: "O kadar çok isyan edip günah işlediler ki sonunda bu günahlar kalplerini sarmıştır. İşte ''Ran'' ifadesiyle kastedilen budur" demiştir.

Ravileri güvenilirdir.

***
Beyhaki der ki:

Arkadaşlarımız kalbin mühürlenmesi ile tabedilmesinin aynı anlamda olduğunu söylemişlerdir. Bir günahtan dolayı da birinin kalbi tabedildiği zaman bir daha asla ona tövbe etmez. Yüce Allah: "Küfre saplananlara gelince, onları uyarsan da, uyarmasan da, onlar için birdir, inanmazlar"[Bakara 6] buyurmuş ve onların iman etmeleri konusunda Peygamberinin ümidini kesmiştir. Bunun sebebini de: "Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Gözleri üzerinde de bir perde vardır''[Bakara 7] şeklinde ifade etmiştir.

Burada mühür (hatm)den kasıt bir şeyin içine herhangi bir şey girip karışmasın diye onu sıkıca kapatmaktır. "Allah onların kalplerini mühürlemiştir"(Bakara 7) buyruğu kalplerinin mühürlendiği anlamındadır ki mühürleme de kilitleme gibidir ve kalplerinin artık hayır olan bir şeyi anlayıp algılamayacağı anlamındadır. Ayette, imanın kalplerine ulaşmasına engel olan, kalpleri ile imandaki doğruları görmeleri arasına perde çeken şeyin bu olduğunu belirtilmiştir. Bu da kafirin kalbinin tabedildiğini ve içinde imanı barındırmayacağını bize göstermektedir.

Yine: "İşte onlar, Allah'ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği (kilitlediği) kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir''[Nahl 108] buyurmuş ve duyu organları tabedilmiş (mühürlenmiş) kişinin aynı zamanda gafil olduğunu da belirtmiştir. Böylesi bir kişinin de gafil olduğu konuda herhangi bir tercih yapması beklenemez. Tab' da sözlükte kılıcın üzerini kaplayan kir ve pislik anlamındadır. Sonradan kir ve pisliğe benzetilen günah, çirkin benzeri şeyler için de bu kelime kullanılmaya başlanmıştır.

***
İbn Ömer'in bildirdiğine göre Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

"Mühür Yüce Allah'ın Arş'ının ayağında asılıdır. Kişi başkalarının onurunu çiğnediği, -Ravi İbn Yusuf şu eklemeyi de yapar:- günah işlediği ve Yüce Allah'a karşı günahlarda cüretkar davrandığı zaman bu mühür gönderilir ve kişinin kalbine vurulur. Bu şekilde kişi artık hiçbir şeyi düşünemez olur."

İbn Yusuf bunu: "Onların kalplerine vurulur. Bu şekilde artık hiçbir şeyi düşünemez olurlar" lafzıyla rivayet etmiştir.

Süleyman b. Müslim el-Haşşah bunu rivayette tek kalmıştır ve rivayette güçlü biri değildir.

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1134), İbn Hibban, el-Mecruhin (1/329) ve Deylemi, Müsnedü'l-Firdevs 2/463 (3980). Bak: İbn Hacer, el-Lisan (3/106) ve Zehebi, Mizan (2/222),

***
İbn Ömer'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mühür, Arş'ın ayağında asılıdır. Kişi başkalarının onurunu çiğnediği, günah işlediği ve Rabbine asi olduğu zaman Yüce Allah bu mührü gönderir ve kişinin kalbine vurulur. Bu şekilde kişi artık hiçbir şeyi düşünemez olur. ''

Tahric: İsnadı zayıftır. Ukayli, ed-Duafau'l- Kebir (2/139).

***
Abdullah b. Amr b. As'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hicret iki şekilde olur. Biri, kötülüklerden uzaklaşmaktır. Diğeri de, Allah ve Resulüne hicret etmektir. Tövbeler kabul edildiği müddetçe hicret de sona ermez. Güneş batıdan doğmadıkça (kıyamet kopmadıkça) da edilen tövbeler kabul görür. Güneş batıdan doğduğunda ise her kalbe içindekilerle birlikte mühür vurulur ve artık insanlardan amel kabul edilmez. ''

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (ı/ın), Taberani, M. el-Kebir 9/381 (895) ile M. elEvsat 1/69 (59) ve Bezzar, Müsned (2/304) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (5/250).

***
Kalp hayatı önemlidir. Onu kötülüklerden, nefsani kirlerden temizlemek, kalbi canlı tutmak adına önemlidir.

Bu yüzdendir ki Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) tıpkı şeytandan sığındığı gibi kalb katılığından da Allah’a sığınmıştır. (Müslim, zikr 73)

Bazen deriz ki, küçücük bir günah, günah olduğunu da biliyorum, yapsam ne olur ki? Bazen de hiç düşünmeden, sonunu aklımıza getirmeden yaparız her ne yapıyorsak. Ya nefsimize kanarız ya da dost bildiklerimize..

Oysa insanın kimlerle oturup kalktığı, kimlerle ilişki içerisinde olduğu bile çok önemlidir günahlardan sakınma yolunda. Bu yüzden kalb hayatına ehemmiyet veren kişilerin, oturup kalktığı arkadaşlarını seçerken bile çok dikkatli olması gerekir. Ne demiş Mevlânâ "Kiminle gezdiğinize, kiminle arkadaşlık ettiğinize dikkat edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür."

O zaman biz de nefsimize şöyle  diyelim madem Bediüzzaman gibi:
"Hazer et (sakın), dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a (ışık), bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini (duygularını, hislerini) onda batırma."

Ayşegül Eskikurt
.
Bazı kelimelerin anlamı
Tahric: Bir hadis hakkındaki bilgileri ortaya çıkarmak
İsnad: Br hadisi rivayet edenlerin zinciri. Kim kimden nasıl aktarmış..
Sahih: En sağlam rivayet zinciri ile kayıt altına alınıp günümüze gelen.
Hasen: Sahih hadisin bir altı.
Zayıf: Rivayet hadis olmakla birlikte, rivayete aktaran kişilerdeki bilgi eksikliği ki bu hadis ilminde oldukça büyük bir yer tutar. Hatta hadis ilmi neredeyse buna dayanır.
Hadisin Zayıf olması, itibar edilmeyeceği anlamına gelmez.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..