Allah'a Kaçmak..

“O halde, Allah'a kaçın, firar edin, çabuk Allah'ın himayesine koşun." Zariyat 50

Firar herhangi bir şeyden kaçma ve uzaklaşma demektir. Fakat diğer yönüyle halktan Hakk'a seyerân etmenin, gölgeden asla ilticâda bulunmanın, damlayı bırakıp deryaya yönelmenin, zerreden vazgeçip güneşe yönelmenin ve benlikten sıyrılıp vücudu Hak içinde eritmenin adı olmuştur. Her insanın firarı ise kendi iç derinliği kadardır.

Mesela avamın firarı; varlığın dağdağasından, günahların çirkinliğinden Allah'ın üns ve gufrânına sığınma şeklinde olur. Bunu yapabilenler gözlerini her açıp kapayışlarında: رَبِّ اغْفِرْ وَارْحَمْ وَأَنْتَ خَيْرُ الرَّاحِمِينَ"Yarlığa Rabbim ve merhamet buyur; buyur ki, Sen merhameti en hayırlı olansın." âyetini okur.. ve oturur-kalkar:أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ "Rabbim işleyegeldiğim şeylerin şerrinden Sana sığınırım." diye yalvarırlar.

Havâssın firarı ise sıfatlardan sıfatlara, nefsânî duygulardan ruhâni ihsaslaradır ki:اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَبِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَتِكَ "Allahım Senin gazabından rızâna, ukûbetinden afvına sığınırım."sözlerini vird edinirler..

Haslar üstü hasların firarı ise ki bu en üst seviyedir, sıfâttan Zât'a ve Hak'tan yine Hakk'adır ki, her zaman: أَعُوذُ بِكَ مِنْكَ "Sen'den yine Sana sığınırım."der, O'nun haybet ve azameti karşısında secde edip divan dururlar..

Kaçış buysa eğer ey nefsim.. senin kaçışın kime ya da neye? Bir ömür boyu dolanıp durursun.. günler gelip geçerken nedir seni alıkoyan özüne dönmekten ya da dünyaya bağlayan.?
Gündelik telaşlar mı? Dünyanın geçici gösterişi, şaşaası mı.. yoksa takılıp mı kaldın Baki'ye giden yolda fani güzellikler yüzünden.?
Oysa dön de bir bak hangi mevsimdeyiz. Kutlu aylar alabildiğine güzelliği ile geldi oturdu hanelerimize biz fark edemesek de. Ragaip le yakınlaşmayı beceremesek de.. farkedemezsen mirac da geçip gidecek böylece..
Nitekim insanoğlu görmüyor bazen önündeki güzellikleri.. 
Hayatın sonu sadece virüs ya da hastalık mı. Sana hayatının ne zaman sonlanacağı söylense sanki ne değişecek. Virüs ya da hastalık, ya da deprem, Semavi veya arzi afetler, olsa ya da olmasa ömür çizgin değişecek mi?
Bir an sonrasına bile garantin yokken, nedir bu panik hali?
Oysa sana verilen ömür sermayesi tükeniyor her bir nefesinde. Ölüm öldürülmüyor.. kabir kapısı kapanmıyor.. virüs olsa da olmasa da..
Öyleyse dön kendine.. farkında ol yaşadığın anın, içindeki Kâbe'ye kaç..

Kaç bütün çirkeflerden.. uzaklaş kendini bilmezlerden.. en çok da nefsinden kaç seni dünyaya bağlayan zincirleri kırarak.. 
Tam da zamanı değil mi derinleşmenin.. Ashabı Kehf gibi, Rabiatül Adeviyye gibi Rabbine yönel.. kurtar kendini henüz vaktin varken..
Ayşegül Eskikurt 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..