Mağfiret İklimine Girerken
"Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi oruç tutmak size de farz kılındı. Böylece umulur ki fenalıklardan korunursunuz. " Bakara, 183
"O Ramazan ayı ki insanlığa bir rehber olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran, en açık ve parlak delilleri ihtiva eden Kur'ân o ayda indirildi. Artık sizden kim Ramazan ayının hilâlini görürse, o gün oruca başlasın." Bakara 185
Biz evlerimizde dua ve ümitle beklerken, Rabbimizin, sıkıntılı zamanında Hz Musa'ya "evlerinizi mescid haline getirin" (Yunus, 87) tavsiyesini hissederek, kendi Hira'larımıza ve kendi Harim-i Şerif'imize çekildiğimiz şu zamanlarda, günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve iki güzel nihayet buluştu. İki nazlı misafiri buyur ettik biraz önce hanelerimize. Biri ta eski kavimlerden bize kadar gelen Oruç ibadeti, diğeri en güzel kelâma şahitlik eden Ramazan-ı Şerif..
Alimler; ay güzel olduğu için mi Kur'an o mevsimde buyur etti Hz. Rasul'e (sas), yoksa Kelamın güzelliği mi ayı güzelleştirdi, bilinmez.. ikisi de mümkündür, derler. İsmi gibi hikmetli, ismi gibi güzel ay..
Ramazan kelime olarak “yanmak” demektir aslında. “Ramaz” kelimesi güneşin sıcaklığının şiddetinden gayet kızmasıdır, böyle pek kızgın yere “ramda” denir. “Ramazan” “ramda” mastarından “yanmak” manasına gelir ki, kızgın yerde yalın ayak yürümekle yanmak, demektir.
Bu aya “Ramazan” denmesi de, bu ayın günahları yakması sebebiyledir.
Bu ayda açlık, susuzluk hararetinden ıstırap çekilir. Veyahut oruç hararetinden dolayı günahlar yakılır. (Elmalılı)
Ramazan “yağmur” demektir..
Yaz sonunda güz mevsiminin başlangıcında yağıp yeryüzünü tozdan temizleyen yağmur manasına gelen “Ramadiyu” masdarından gelir. Bu yağmur yeryüzünü yıkadığı gibi şehr-i Ramazan da ehl-i imanı günahlardan yıkayıp kalplerini temizlediği için bu isim ile isimlendirilmiştir. (Elmalılı)
Ramazan'ın, “Allah’ın isimlerinden” olduğu da rivayet edilmiştir
Enes Bin Malik; Resulullah (sas) Efendimiz'in şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
“Sadece ‘Ramazan’ demeyiniz. Allah-ü Teala nasıl şehr-i Ramazan (Ramazan ayı) buyurmuş ise.. siz de öyle deyiniz.” (Buhari)
Allah’ın isimlerinden olduğu için âlimler, “Şehr-i Ramazan” denilmesini gerekli görmüşlerdir. İmam Muhammed’e göre ise “Şehr-i Ramazan” değil de sadece “Ramazan” denilmesi tenzihen mekruhtur.
Recep ayına “Allah’ın ayı” denildiği gibi Ramazan ayı için de “Allah’ın ayı” denilmiştir.
Salman-ı Farisi şöyle anlatır bu güzel ayı:
"Rasulullah (sas) Şaban ayının son günü bize hitap etti ve şöyle buyurdu:
- Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır. Allah ayda oruç tutmayı farz kıldı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmenizi istemiştir.
Kim bu ayda hayırlı bir hasletle / özellikle Allah’a yaklaşırsa (o hasleti vesile kılarsa), bu ayın dışında farzı yerine getiren kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı yerine getirirse, bu ayın dışında yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur.
Bu ay sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı bir aydır.
Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur.
(Sahabiler) dediler ki:
- Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler bulamayabiliriz?
Efendimiz (sas) buyurdu ki:
- Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir.
Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur.
Kim kölesinin / hizmetçisinin yükünü hafifletirse, Allah da onu cehennemden azat eder.
Bu ayda dört hasleti çoğaltın: Bunlardan iki tanesiyle Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır.
Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmeniz ve ondan af dilemeniz (istiğfar etmeniz)dir.
Hep muhtaç olduğunuz iki haslet ise, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız.
Kim bu ayda bir oruçluyu doyurursa, Allah da ona benim havzımdan bir yudum içirir ki, artık o, cennete girinceye kadar bir daha susamaz." (bk. İbn-i Huzeyme, Sahih; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/223; es-Saati, el-Fethu'r-Rabbânî, 9/233)
Mükâfatını bizzat Rabbimizin vereceği, Efendimizin (sas) “Oruçlu için iki sevinç vardır: Birinci sevinci iftar vaktindeki sevincidir. Diğeri de, Rabbine kavuşup mükâfatını aldığı zamanki sevincidir." (İbn Mace, Sıyam, 1) buyurduğu bu mübarek günlerde Rabbim bizleri rızasına muvafık kılsın.
Ömrü Ramazan-ı Şerif olanın âhiri Bayram olurmuş vesselâm..
Yorumlar
Yorum Gönder