Kadir'i Ararken


Son on güne girerken.. Zaman sayacı geri sayıma ramak kalmış, an be an tüketirken bizden ve ömürden.. Hazır mıyız Kadir’i bulup kadre erebilenlerden olmaya...?

Bir hazine avcısı gibi arıyoruz o kutlu geceyi. Bazen yıldızlara bakarak, bazen esen yelden haber sorarak, bazen bir kuş sesinde, bazen gökyüzünün kızıllığında arıyoruz o gizli hazineyi. Kim bilir belki yakaladık, belki fark etmedik ya da daha teşrif bile etmedi kim bilir..? Her günü kadir gibi yaşayanlar şanslı.. Ama yine de aramaktan vazgeçmemeli, bulanlar hep arayanlardır çünkü..

Cenâb-ı Hak bu gecenin kudsiyetini bildirmek için beş âyetli bir sûrede üç defa "Leyletü'l-Kadr" ifadesini açıkça zikreder. Peki nedir Kadiri bu kadar değerli kılan, bin aydan daha hayırlı yapan?

Kadir gecesi her şeyden öte Efendiler Efendisinin vahiyle, Cebrail’le ve Kur'an'la tanıştığı gecedir. Kur'an'ın inişine şahitlik eden kâinat, farklı bir renge bürünmüştür o anda.. Geceye değer veren Kur'an, Kur'an'a değer veren gece..

NEDEN KADİR?

Bu geceye niçin “kadir” adının verildiği konusunda üç farklı görüş vardır:
a) “Kadr”, takdir etmek demektir. Allah, ezelde takdir buyurmuş olduğu hususlar içinden bu kadir gecesinden önümüzdeki yılın kadir gecesine kadar olan sürede insanların kaderlerini (ecel, rızık, musibet, sevinç vb.) bu kadir gecesinde görevli meleklere bildirmektedir. Yani bu gece “kader gecesi”dir. Nitekim Duhân sûresinde “Biz onu [Kur’an’ı] mübârek bir gecede indirdik. O gecede her hikmetli iş birbirinden ayrılır.” [Duhân, 3-4] buyrularak o gecenin kaderle ilişkisine işaret edilmiştir. 
Bu anlamda Kadir Gecesine takdir gecesi diyenler de vardır. Aslında eşyanın, işlerin ve hükümlerin miktar ve zamanları ezelde takdir edildiği için burada söz konusu olan takdir, önceden tespit edilen kader programının yerine getirilmesiyle ilgili planların hazırlanmasıdır.
b) “Kadr”, şan ve şeref demektir. Bu gecede Allah’ın en yüce kitabı olan Kur’an, Allah’ın en yüce peygamberine indirilmeye başlandığından bu gece şan ve şeref gecesidir.
c) “Kadr” sıkıştırmak anlamına da gelmektedir. Kimilerine göre bu gece, yeryüzüne inen melekler sebebiyle yeryüzü meleklerle dolup hiç boş yer kalmadığından geceye bu isim verilmiştir. 
Bu görüşler içinden en güçlüsü ilki, en zayıfı sonuncusudur.

ZAMANI

Kadir gecesinin zamanının net olarak belirtilmediği hususunda ittifak vardır. Yüce Allah, hikmeti ve kullarına olan rahmeti gereği bazı şeyleri bazı şeylerin içinde gizlemiştir. Bazı insanlar özeldir. Bazı mekânlar özeldir, kıymetlidir. Aynı şekilde bazı zaman dilimleri de kıymetlidir Hâk katında. 

Mesela 
• Kendisiyle dua edildiğinde duaların reddedilmediği en yüce ismini (ism-i azam) en güzel isimleri arasında (el-esmâü’l-hüsnâ) içinde gizlemiştir ki kullar bütün isimlerle dua ettiklerinde bu isme rast gelmiş olurlar. 
• “Orta namaz” diye âyette belirtilen namazı beş vakit namaz içinde gizlemiştir. Beş vakit namazı kılan, orta namazı da kılmış olur.
• Cuma gününde kim dua ederse duasının reddedilmediği “icabet saati”ni gizlemiştir ki kullar Cumanın bütününü dua ederek geçirsinler.
• Velilerini kulları içinde gizlemiştir ki insanlar hiç kimseyi küçümsemesin, hakkını yemesin. Herkes hakkında hüsnü zanda bulunsun.
• Rızasını taatler içinde gizlemiştir ki kul hiçbir taati küçümsemeden yerine getirsin. "Allah'ın rızası burada olabilir" diye düşünsün.
• Gazabını günahlar içinde gizlemiştir ki kul, hiçbir günahı küçük görüp de işlemesin. "Allah'ın gazabı bu günahta gizlenmiş olabilir" diye düşünsün.
• Kadir gecesini Ramazan ayının son on günü içinde gizlemiştir ki kul, bu gecelerin tümünü “kadir gecesi olabilir” diye ayrı bir şevk ve gayretle geçirsin.

Kadir gecesinin kesin zamanı belli olmamakla birlikte âlimler birer ictihad olarak ondan fazla görüş ileri sürmüşlerdir. Çoğunluğun benimsediği görüş Kadir gecesinin “yirmi yedinci gece” olduğudur. Ama bu bir ictihaddır, kesin olan, Ramazan ayının son on gecesinin (kimi rivayetlerde son ondaki tek gecelerin) ibadetle geçirilerek kadir gecesini araştırmaktır.

Abdullah İbni Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, bir grup sahâbî, rüyalarında Kadir gecesinin Ramazan’ın son yedi gecesinde olduğunu görürler (ve bunu Hz. Peygamber'e bildirirler) Bunun üzerine Resûlullah şöyle buyurur:
- "Kadir gecesi ile ilgili rüyalarınızın, Ramazan’ın son yedi gecesi üzerinde toplandığını görüyorum. O halde Kadir gecesini arayan onu Ramazan’ın son yedi gecesinde arasın!" (Buhârî, Leyletü'l-kadr 2, Ta'bîr 8; Müslim, Sıyâm 205 -206.)

Hz.Ayşe’den rivayet edildiğine göre de Rasûlllah (sas) Ramazan ayının son on gününde câmiye kapanır, ibadete soyunur ve şöyle buyururdu:
"Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günü içinde arayınız!" (Buhârî, Leyletü'l-kadr 3; Müslim, Sıyâm 219.)

Yine Hz. Ayşe validemizden rivayet edildiğine göre Rasûlullah şöyle buyurmuştur bir başka seferde:
"Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on günündeki tek gecelerde arayın!" (Buhârî, Leyletü'l-kadr 3)

Buna göre Kadir gecesi Ramazan ayı içinde, ama daha çok son on gün içinde, özellikle de son on günün içindeki tek gecelerde olabilir. Öyleyse Allah Rasulünün (sas) yaptığı gibi, hiç değilse sonu mağfiret buyurduğu, son on günü ibadetle ve duayla geçirmek mü'min kul için büyük kazanç olacaktır.
 
Nitekim "Faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır." (Buhârî, Îmân 25, 27, 28, 35, Savm 6, Terâvih 1, Leyletü'l-kadr 1; Müslim, Müsâfirîn 173-176.) müjdesi varken, bu imkanı kaçırmak çok hazin değil midir?

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:
"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır." (Buhârî, Savm 5)

Hadiste geçen "Merede", inatçılar, direnenler, saldırganlar demektir. Bu ifadeyle, şeytanların en azgınları, ipe-sapa gelmezleri, gözü dönmüşleri kastedilmektedir. Bu ise rahmet ve mağfiret yolcuları için ayrı bir lütuftur. Yani nefsi terbiye etmek normal zamandan daha kolaydır bu sebeple, Ramazan ayında.

3. FAZİLETİ
a) Bin aydan daha hayırlı bir gecedir Kadir gecesi.. idrak edebilene..

Bilindiği üzere "Bin ay" seksen üç sene dört aylık bir süreye tekabül eder ki geçmişteki salih kimselerin bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Nitekim rivayetlerde geçtiği üzere, Rasulullah (sas.) ashabına İsrailoğullarından bir kimsenin, Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatır. Sahabiler de bunu duyunca şaşırırlar ve kendi amellerini az görürler. Bunun üzerine Kadir Suresi indirilmiştir, denilmektedir.
.
Başka bir rivayette ise Efendimiz yine ashabına, İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlatır. Sahabiler bunu hayretle karşılar. Cebrail Aleyhisselâm gelir "Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştüler. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir" diyerek Kadir Suresini okur ve, "İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır" buyurur.
.
Diğer bir rivayette de Rasulullah'a (sas) bütün ümmetlerin ömürleri gösterilmiş, kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşünmüş, Rabbine dua etmiş, Yüce Allah da ona “ben sana ve ümmetine bundan daha hayırlı bir gece verdim” buyurarak kadir gecesini vermiştir. Yüce Allah Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesini vererek diğer ümmetlerin bin yılından daha hayırlı kılar böylece..

Kimilerine göre buradaki “bin” ifadesi kesretten kinâye (çokluk ifadesi) olup kadir gecesi bin ayla kıyaslanamayacak derecede üstündür.

Kadir gecesinin bin aydan üstün olması, “Kadir gecesinde yapılan ibadet ve taat, içinde kadir gecesi bulunmayan bin ay boyunca ibadet ve taatten daha üstündür” şeklinde yorumlanmıştır.

Bu sure, sahabilerin üzüntüsünü hafifleten bir suredir. Yani Kur'an'ın kainatla ve Rasulu ile buluştuğu gece, aynı zamanda insanlığa kurtuluş vesilesi olarak sunulmuş bir hediyedir gökler ötesi alemden..

Öyle ki bir hadiste "kim inanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini ihyâ ederse geçmiş günahları affedilir" şeklinde müjde vardır. (Buhârî, “Fażlu leyleti’l-Ḳadr”, 1)

b) O gece Melekler ve Ruhun (Cebrail’in) yeryüzüne inmesi
Kadir suresinde belirtildiğine göre kadir gecesinde melekler ve ruh (Cebrâil a.s.), o gecede takdir buyurulan her hikmetli iş sebebiyle yeryüzüne inerler. Meleklerin ve onların başında Cebrail’in yeryüzüne inmesi, âdetâ gök ehli ile yer ehlinin o gece vâsıtası ile yeryüzü mescidinde buluşması anlamına gelmekte olup o geceyi diğer tüm zamanlardan üstün kılmaktadır. Bir kadir gecesinde Hz. Peygamber ile Cebrail buluştuğu gibi her kadir gecesinde de onun ümmeti ile Cebrail ve melekler buluşmuş olmaktadır.

c) O gecenin, tan yeri ağarıncaya kadar selam olması
Bu iki şekilde yorumlanmıştır: 
a) O gece selamet ve esenliktir. O gecede mümin kullar şeytanların kötülüklerinden, her türlü şerden selamette olurlar. Allah o gece kulların başına gelecek hayırları takdir eder, belâ ve musibetleri o gece takdir etmez.
b) O gece melekler, karşılaştıkları bütün müminlere selam verirler. Bunun delili o gecede insanın içinin ürpermesi, gözlerinden yaş boşalması olarak yorumlanır.

Hadislerde, kadir gecesini Allah’a iman edip sevabını Allah’tan umarak ihyâ edenlerin [kul hakkı hariç] geçmiş bütün günahlarının silineceği belirtilir. Bu, Cenab-ı Hakkın sonsuz merhametinin yeryüzünde en yüksek oranda tecelli ettiği gecedir.

Bir hadiste, "O gece yeryüzüne inen meleklerin sayısı çakıl taşlarının sayısından çok daha fazladır" buyurularak buna işaret edilir. Ve bu melekler, sabaha kadar, uyanık olup geceyi ihya eden müminleri grup grup selamlamaktadırlar.

4. KADİR GECESİ YAPILABİLECEK İBADETLER
Aslında Ramazan ayının son on gecesinin her birini “bu gece kadir gecesi olabilir” şuuruyla geçirmek sünnete en uygun olan davranıştır. Bilindiği üzere Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i‘tikâfa çekilirdi. İbadet konusunda işi ciddiye alır, eşlerini uyandırır, kendisi ve eşleri bütün geceyi ibadetle geçirmeye gayret eder, ashabına da bunu tavsiye ederdi.

Bu son zaman diliminde Sünnete uygun olarak yapılabilecek davranışlar şu şekilde ifade edilebilir.

a) Tövbe, istiğfar etmek
Hz. Âişe’nin belirttiğine göre o, Allah Resûlü’ne “kadir gecesine rast gelirsem nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Peygamberimiz (s.a.v.) de kendisine “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet” şeklinde dua etmesini tavsiye etmiştir. Şu halde bu gece yapılabilecek şeylerin en başında Allah’tan af ve mağfiret dilemek gelir. Herkes, ömrü boyunca bilerek ya da bilmeyerek yaptığı günahlar için Allah’tan samimi bir kalple af ve mağfiret dilemeli, gelecekte her türlü günahtan uzak kalmaya azmetmeli, bunun için Allah’tan yardım dilemelidir. Hakkını yediği kimseler varsa onlarla helalleşmeli, dargın olduğu kimselerle barışmaya gayret etmelidir.

b) Namaz kılmak
Bu gecelere özel belirli rekâtta ve belirli bir şekilde kılınacak namaz yoktur. Ancak herkes kaza ve nâfile olarak dilediği kadar namaz kılabilir. Şayet geceyi ibadetle geçirecekse vitir namazını teravih namazından sonra değil de gecenin sonunda kılmak daha faziletlidir. Zira peygamberimizin sünnetinde vitir namazı, gecenin en sonunda kılınan namazdır.

c) Kur’an okumak
Mademki kadir gecesine ve Ramazan ayına şeref ve üstünlüğü veren şey Kur’an’dır, öyleyse bu gecelerde yapılabilecek olan en iyi şey, mânâsını anlayarak, içine sindirerek Kur’an okumaktır. Bunun için bu gecelerde hiç olmazsa bazı surelerin tefsirleri okunup iyice mütalaa edilmeli, Kur’an’ı akla, kalbe, dile ve azalara sirâyet ettirmelidir.

d) Dua etmek
Bu geceler, dualara en fazla icabet edilen gecelerdir. Bu gecelerde herkes kendisi, ailesi, akrabaları, tanıdıkları, âhirete intikal etmiş yakınları ve bütün müminler için dua etmelidir. Özellikle de dünya üzerinde mazlum ve mağdur Müslüman kardeşlerimiz için dua etmeli, kendimizin ve onların dünya ve âhiret saadetine kavuşması için Allah’a iltica edilmelidir.

e) Allah'ı zikretmek
Sahih sünnette yer alan zikirleri (Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu ekber, lâ havle velâ kuvvete illâ billah vb.) bolca yapmalı. Bunları ille de belirli bir sayıyı tamamlama mantığıyla değil de anlamlarını düşünerek, sindirerek yapmalı, benliğinin derinliklerine yazarak yapmalı. 

f) İlimle iştigal etmek
Bu gecelerde, dinî ilimlere dair (tefsir, hadis, fıkıh) vb. okumalar yapmak da bir tür ibadettir.

SONUÇ

Ramazan ne güzel ay. Kadir ne güzel gece. Bu güzel ayı şöyle tanıtır Allah Rasulü (sas) bizlere:

"Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluştur...." ve şöyle devam eder "Bu ayda dört hasleti çoğaltın: Bunlardan iki tanesiyle Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır. 
Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmeniz ve ondan af dilemeniz (istiğfar etmeniz)dir. 
Hep muhtaç olduğunuz iki haslet ise, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız." (İbn-i Huzeyme, Sahih; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/223)

Tavsiye ettiği şeyler aslında, imanı yenileme, istiğfarla temizlenerek Cenneti talep etme, azabından ise sakınmadır. Yani kul sürekli murakabe halinde ve dua ikliminde olmalıdır ki ayın bereketinden istifade edebilsin.

Üstelik Ramazan ayı, içinde af ve mağfirete sebep olan Kadir Gecesi’ni gizlediği için de ayrı bir değer taşır. Ramazanın son gecesine kadar bilinmez bu mübarek gece.. Saklıdır inci ve mercanlar gibi.. Arayan bulur.. Bulanlarsa kurtuluşa erer illa ki..

Öncesinde gelen iki güzel ay ve mübarek geceler, en güzel geceyi bulma öncesinde bir antrenman gibidir adeta. Kul hazırlıklı olmalıdır ki, vakti geldiğinde kadre erebilsin. Belki de gizli olmasının bir sırrı da budur. Her geceyi kadir bilmek, onu yakalama adına da belki bir kolaylıktır. Hatta sırf bu sebeple İmam Azam Hz.lerinin “Kadir Gecesi’ni senenin bütün gecelerinde arayın,” şeklinde tavsiyede bulunduğu ifade edilmektedir.

Rasulullah'ın (sas) Kadir Gecesi’nin Ramazan içinde saklı olduğunu söylemiş olması biz mücrim kullar için aslında bir nevi rahmettir. Oruç tutarak gözünü gönlünü haramlara kapatıp, teravihlerle, teheccüdlerle Rabbine yakınlaşmanın yollarını arayan güzel ruhlar, fitre ve zekâtlarıyla da uhuvvet harcı kararlar aralarında bu kutlu günlerde. Hali hazırda nefsini böyle disipline etmiş kişiler için, o mübarek geceyi bulmak zor olmasa gerektir.
 
Son olarak, güzel annemiz Ayşe (r.a.) şöyle der bizlere:
"Eğer kullar, Ramazan’ın fazîletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…”(Heysemî, c. III, sf. 141) 

Ramazan-ı Şerif’in son on gününe girdiğimiz şu anlarda, zaman sayacının ibresi, o en kutlu vakte döndü. Şimdi zaman, Kadir Gecesi’ni anlayıp kavrama ve kadre erme zamanıdır.

Rabbim, bizleri Kadir Gecesi’nin kadrini bilen, bu geceyi hakkıyla değerlendiren, ömrünü Ramazan gibi, Ramazan’daki Kadir Gecesi gibi geçirip, âhiretini de Bayram gibi yaşayacak olanlardan eylesin.

Ve Kadri bulmak isteyenlere tavsiyesidir Allah Rasulünün (sas):
“Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni de affet.. Bizi de affet.!”
.
Affet Ya Rabbi..

Ayşegül Eskikurt

Not: Bilgi kısmında bir miktar Soner Duman'ın Kadir Gecesi yazısından faydalanılmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..