Tîn Sûresi, Fıtrat ve İnsan

"İncir ve zeytin hakkı için!
Sina dağı, hakkı için!
Bu emin belde hakkı için ki:
Biz insanı en mükemmel sûrette yarattık.
Sonra da onu en aşağı derekeye düşürdük.
Ancak iman edip güzel ve makbul işler yapanlar müstesnadır. Onlara ise hiç eksilmeyen bir mükâfat vardır.
Bütün bunlardan sonra ey insan, senin mahşere ve hesaba inanmana hangi engel kalabilir?
Allah hakimlerin hâkimi değil midir?" (Tîn Sûresi, 1-8)

Tîn Suresi Hicretten önce inmiş bir suredir. Diğer bir çok kısa sure gibi yeminle başlar. Mekke dönemi surelerin özelliklerinden biridir bu. Hem muhatabın dikkatini çeker bu şekilde, hem de ardından çok önemli bir hususa işaret edileceğini belirtir.
Bu sure fıtratı en güzel özetleyen ifadelere sahiptir aynı zamanda. Kısacık bir kaç ayette bir insanın iniş ve çıkışlarını gözümüzün önüne serer. Hem edebiyat açısından, ses ve ifade yönüyle harikuladedir, hem de psikolojik açıdan çok ciddi ip uçları barındırır içinde. İnsanın ikilemli gel-gitli yaşamını gözler önüne serer.  Nitekim bir tarafta daglar gibi yücelip miracı kazanan insanlık rehberleri, diğer tarafta çamur tabiatının bataklığına saplanıp kalan ve bir avuç suda boğulan firavun ruhlular.. hayat boyu iyi ile kötünün mücadelesi..

Sureden de anlaşıldığı üzere, İslam'a göre insan doğuştan iyidir. Bozulma sonradan gerçekleşir. Aslı güzel olan ve içinde manevi bir alem saklayan ve insanı hayrete düşüren bu biyolojik yapı eğitilmeye yatkın yaratılmıştır aynı zamanda. Yanı hıristiyanlıkta kabul edildiği gibi doğuştan günahkar da değildir. İnsan iyidir ki eğitilmeye de müsaittir. Din bu sebeple vardır, peygamberler bunun için gönderilmiştir. Buna ihtiyacı olmasa egitimciye de ihtiyacı olmazdı şüphesiz.

"İnsan yaratılışı gereği fiillerini, huylarını iyileştirmek, doğru olanı yanlış olandan ayırdetmek veya bunları bozmak, yeteneği ve kabiliyeti üzerine yaratılmıştır" der Isfahani. Eğitilmeye müsait demek, aynı zamanda şekil almaya da müsait demektir. "Çünkü çocuk cevheri icabı, hayrı ve şerri kabul edecek istidatta yaratılmıştır." (Gazali)

İnsanın psikolojik yapısında bulunan temel taşlar onun yaratıldığı toprağın elementlerinden oluşur.
"İnsan ve canlıların aslı bu dünya toprağıdır. Toprakta mevcut olan belli başlı elementler insanın organik yapısında da bulunmaktadır."(Seyyid Kutub)
Sühreverdi Seyyid Kutub'un belirttiği bu elementlere birer psikolojik nitelik verir şu sözlerle: "İnsanın sıfatları aslı yaratılışından kaynaklanıyor. Çünkü o, topraktan yaratıldı. Topraktan yaratılması ile ilgili sıfatları vardır. Insanın zaaf sıfatı topraktan gelen bir özellik, cimriliği ise çamurdan, şehvet sifati şekillendirilmiş balçıktan (hamein mesnun), cehalet özelliği de kuru çamurdan (salsal) yaratılmış olmasındandır.... Fakhar denen çamurun yakıcı vasfından da şeytani özelliği yaratılmıştır. Şeytani karakterinden de hile, aldatma, hased nitelikleri ortaya çıkmaktadır."
.
Nitekim sahih kabul edilen bir rivayete göre “Allah, Adem’i yeryüzünün her tarafından alınan toprak örneklerinin birleşiminden yaratmıştır. Bu toprağın çeşitliliğinden dolayı da Âdem’in nesli değişik karakterler taşır.” (bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 16; Tirmizî, Tefsîr, 2/1; Müsned, IV, 400, 406)
 .
Gazali, insanın temel unsurlarını dörde indirgemiş, bu dört unsura da dört psikolojik özelliği bağlamıştır. Üçü olumsuz biri olumludur. Bunlar
"Yırtıcılık, Hayvaniyet, Şeytaniyet ve Rabbaniyettir."
Ve şöyle devam eder:
"Hiddet hakim olunca yırtıcı hayvanların davranışını gösterir. Kızar, dövmek ve sövmekle etrafına saldırır. Şehvet galebe gelince cinsi bakımdan hayvani davranışlarda bulunur. Boğazına  ve cinsel isteklere düşkün olur. Rubûbiyet özelliğine nispetle de kendisi için büyüklük iddia eder. Sahip olmak, üstün olmak, tek olmak ister. Bağımsız olmayı arzular. Bütün ilimlere vakıf olmaya çabalar. Ve hatta her işin inceliğini anladığı ve bildiği iddiasında bulunur. Âlim denince sevinir, cahil denince üzülür. İnsanın tabiatında böyle olmak için bir arzu vardır."
.
Şüphesiz insanın psikolojik yapısı iniş çıkışlarla doludur. İki farklı yüz gibidir duyup hissettikleri. Ritm gibidir bu. Allah evrene bir düzen vermiştir. Alçalıp yükselme gibi. Doğup ölme, gündüz gece, sıcak soğuk gibi mesela.
.
İşte bu durum insanın psikolojik yapısında da vardır. Sükûnet kızma, gerileme ve genişleme gibi insan daima bu iki uç arasında gelip gider. Bazen  insanlıktan çıkıp melekleşir, bazen de kötülüğe yönelip şeytanlaşır. Mesela insan nankörlük sıfatında devamlı kalırsa küfre sapacak, daha da kalırsa bir daha imana dönmeyecek şekilde kalbi katılaşacaktır. Manevi hücreleri çökecek ve ruhen hastalanacaktır sonrasında.
.
Normal hayat işte bu iniş çıkışların sekteye uğramadan yapılmasıdır ki eğitim bunun için gereklidir. Kur'an- ı Kerim insanın manevi yapısındaki özelliklerin hücrelerini vermekte ve iyileşmenin yollarını göstermektedir bizlere. 
.
Başlangıçta en güzel şekilde yaratılan insan, özündeki kötülüğü, Allah'ın kitabı ve elçileri vasıtasıyla öğrettiği şekilde terbiye etmezse, bir süre sonra ayette bahsedildiği üzere  aşağıların aşağısı duruma düşecektir ister istemez..
.
Kimbilir belki de sure girişinde incir, zeytin ve onların yetiştiği dağlara, araziye dikkat çekilmesi, topraktan yaratılan insanın kendi fıtratına bakmak içindir bir bakıma da.. bataklıkta hiç bir şey bitmeyeceği gibi, verimli toprak ancak güzel bitkiler yetiştirecektir çünkü. Öyleyse insan da kendi toprağını bataklıktan kurtarıp, verimli hale getirmekle vazifeli değil midir? 
.
Hz. Ebu Hureyre’den nakledilen bir rivayete göre, Efendimiz (sas)sure hakkında şöyle buyurmuştur:
.
“Sizden kim, ‘Allah hakimlerin hâkimi değil midir?’ (mealindeki) ayeti okuduğunda ‘Belâ ve ene alâ zâlike mineşşâhidin / Bilâkis.. ve ben buna şahidim’ desin.”
(İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)
.
Rabbim bizleri de o şahitlerden eylesin... 🌷🌹🤲
Ayşegül Eskikurt 

Yorumlar

  1. Rabbim kaleminize kuvvet versin, ilminizi artirsin hocam.🤲🤲

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..