Okumak Ama Neyi
Yüce Allah'ın kullarına verdiği en büyük nimet sıhhat ve afiyet, onlarda en çok görmek istediği davranış da güzel ahlaktır.
Gelen ilk emrin Oku olması ne kadar dikkat çekicidir. Bu emir yukarıdaki iki şeyle de oldukça bağlantılıdır.
Allah kulundan okumasını ister. Ve ilave eder Yaratan Rabbinin adıyla oku. Seni nasıl yarattığına dön de bir bak..
Okumak ama neyi..? Ayetler fıtratı okumayı işaret eder ilk başta. Çünkü insan önce kendini okumayı bilmelidir Rabbini bilebilmek için. İşte o yüzdendir ki kendinin farkına varamayan, kendini bulamayan ya da ne oldugunu bilemeyen insan Rabbinin de farkına varamaz, Onu bulamaz ve bilemez.
Sağlıklı bir okuma için ise aklı selim, kalbi selim ve ruhu selim sahibi olmak gerekir. Yani akıl, kalp ve ruh hasta olmamalıdır ki fıtratı okurken yanlış yapmasın, hata yapıp da yanlış olanı gerçekle karıştırmasın.
Gerçekten okumasını bilen sağlıklı ruhlar, fıtratın gereğini de eninde sonunda bulacaklar ve güzel ahlaka ulaşacaklardır illa ki..
Allah'ın kendisine yönelen kulları için seçtiği isim de güzel ahlakın yani yaratılışın tercümanı gibidir. Müslüman.. Müslüman Allah'a teslim olmuş, kendisine güvenilen, her yönüyle emin, ne için yaratılmışsa onu sergileyen kişinin adıdır ki, güzel ahlakın ete kemiğe bürünmüş hali demektir.
Yani demem o ki; temelde istenen en önemli vazife, güzel ahlak sahibi olup, fıtratın gereğini yerine getirmektir. İbadetler bunu pekiştirmek için yardımcıdır. Bunu bilemeyip de herkeste kusur arayan, fakat kendi kusurunu göremeyenler, okumayı bilemeyenlerdir maalesef.
Öte yandan ibadetleri eksik olanlar Allah'ın rahmeti ile af edilebilir ya da tamamen örtulebilir hata ve kusurları. Kul ile Rabbi arasındadır çünkü. Fakat güzel ahlaka aykırı davranışlar, fıtrat ya da yaratılış ihlali olduğu için, diğer insanların sınırlarını geçerek kul hakkı denilen suça sebep olurlar ki Allah hiç kimsenin kul hakkı ile karşısına gelmesinden hoşnut olmaz, şehit mertebesinde olsa bile, üzerinde iğne ucu kadar kul hakkı olan kişi, hak sahibi ile hesaplaşmadan adım atamaz mahşer imtihanında..
Fıtrata uygun davranmak ise, temelde kötü huyları tespit edip yerine Allah'ın sevdiği davranışları huy edinmek, yani sıbğatullah dediğimiz Allah'ın boyası ile boyanmak, diğer bir tabirle Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmakla olur.
Kısacık misal vermek gerekirse
Nefret yerine sevgi,
Öfke yerine sükûnet,
Yalan, hile, aldatma yerine dürüstlük,
Acelecilik ve tahammülsüzlük yerine sabır ve tevekkül,
Kin ve zulüm yerine şefkat ve merhamet,
Kibir yerine tevazu,
Haksızlık yerine adalet,
Alay etme dalga geçme yerine anlayış,
Kabalık yerine nezaket
Pislik yerine temizlik
Dağınıklık yerine düzen, intizam
İsraf yerine iktisat
Cimrilik yerine cömertlik
.....
Ve daha bunun gibi nicesi.. bütün bu kötü huylar insanın içinde var olup da onu hasta eden huylar maalesef.. Ve insan bu şekilde davrandıkça başka kulların da hakkına girmiş olmaktadır
ne yazık ki.
Oysa Rabbimiz bizi iyiye ve güzel olana davet ediyor..
Fıtrat neyi gerektiriyorsa ona..
Zaten o güzeller güzeli de buyurmuyor mu,
"Din güzel ahlaktır" ve "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" diye...
Öyleyse okumalarımız ne için..
Sağlıklı okuma yoksa sağlıklı fıtrat da yok ...
"Okumaktan fayda ne
Kişi Hakkı bilmektir.
Çün okudun bilmezsin
Bu nice okumaktır," der hak dostu..
Kendini bulabilmek için okumaya başla o zaman..
Vakit çok geç olmadan....
Yorumlar
Yorum Gönder