Zordur Bu Topraklarda Kadın Olmak

Ezilen, itilip kakılan, ikinci sınıf muamelesi gören, her tür şiddete maruz kalan eli öpülesi varlıklara ithafen...

Kadın olmak zordur bu topraklarda..

Kimdir kadın gerçekten, kimliği var mıdır, adı var mıdır..?

Önce kız olur, küçücük yaşta büyütürler, daha oyun çağında iken, küçük büyük evde kim varsa,  annelik yapar, yemek, bulaşık, çamaşır her ne varsa ondan sorulur. Hatta bunları yapmak için okumasa da, eğitim almasa da, ilim öğrenmese de olur onlara göre. Oysa her kadın toplumu kitap kitap yazacak, ince ince işleyecek yegâne insandır.

Evde oturması gerekir kız çocuğunun, erkek gibi değildir çünkü anne babaya göre. Erkek için mübah olan herşey kız için yasaktır âdeta..

Daha kendini tanımadan, anlamadan telli duvaklı gelin olur baba evinden, kefeniyle dönmek şartıyla..

Eş olur gittiği yerde, ama eş olmayı anlamadan, kendine ait bir sözü olamadan.. Gelin olur, boyun eğer her ne denilirse.. Kocandır hakkıdır döver de sever de, denir şiddet görse de .. Toplum salık verir, kadının sırtından dayağı, karnından çocuğu eksik etmeyeceksin diye.. Aldatır, kuma getirir eş dediği ama hesap sormaya hakkı bile yoktur, çünkü erkek adam, hakkıdır sever de, aldatır da..

Kadın olmak zordur bu topraklarda..

Hayatın senin olduğu dikkate alınmaz. Toplumun sana biçtiği hayat ve rol önlemdir çünkü. Bekârsan, neden evlenmediğin sorgulanır. Evde kalmışsındır onlara göre.

Dünya evine adım atar atmaz başka sorular başlar.. Ardı arkasınca.. İlk önce çocuğun ne zaman olacak diye sorulur, kadın dediğin doğurmalıdır çünkü, kısır kadın, kadın bile sayılmaz o bed yüzlülere göre, üzerine kaç tane kuma gelse yeridir.

Çocuğun olur bu defa da ikincisi sorulur.. Farklı cinsiyet olsun diye.. hep kız olduysa neden erkek doğuramadın, erkek olduysa da , tüh yazık bir kıza sahip olamadın der, toplumun çok bilmişleri..

Büyütemezsin zaten çocuğunu da kendi gönlünce, yedirmene, içirmene, giydirmene hasılı attığın her adıma verecek kallavi cevapları vardır illa ki..

Zordur kadın olmak buralarda.. Hep bir şey yapışır kalır üzerine de bir kendi olamaz..

Kendiyle başbaşa kalamaz.. ne kadar bilgili olursa olsun, ne kadar sanatkâr olursa olsun, toplumun biçtiği rollerde başarılı değilse, ev işlerinde becerikli değilse, hamur açmayı bilmiyorsa, güzel yemek yapamıyorsa mesela bir kıymeti var mıdır?

Fikir ileri sürüyorsa, eleştiriyorsa, her söyleneni, tartmadan, akıl ve vicdan süzgecinden geçirmeden yapmıyorsa, isyankar, demektir.

Bekârsa anne babasına , evliyse eşine ve onun ailesine koşulsuz itaat etmek zorundadır bu toprakların kadını. Evlen denilenle evlenmeli, git dediğine gitmeli, konuş denilenle konuşmalıdır. Kendine ait bir hayatı olabilir mi ki kadının itirazı olsun..

Oysa ne örnekler vermiştir tarih kadın üzerine.

Ne güçlü kadın hikayeleri vardır Kur'an sayfalarında ve hadislerde bize anlatılan..

Hz Havva, ilk kadın, ilk örnek, arayışı ve gönülden yaptığı  tevbesi ile çıkar karşımıza.. Eşi hiç itham etmez onu, 'Sen beni baştan çıkardin, senin yüzünden' demez, birlikte çıkarlar aydınlığa el ele, dua dua yalvararak..

Hz Asiye annesi olmadığı halde, bir anne gibi sahiplendiği çocuğu büyütürken zulme karşı dik duruşu ve isyankar ruhu ile..

Hz Hacer hicret içre hicret yaşadığı kendi öz benliği ile ve en sevdiğini kurban etmeyle Allah yolunda.. 

Hz Meryem toplumun dar kalıplarına baş kaldırarak, kadınlara yasak kılınan mescidin ortasında namaz kılması ve basiretini kaybetmiş, kuralları dinleri olmuş tefessüh etmiş ruhlara karşı iffetini ortaya koyma çabası ile..

Hz Belkıs, feraset ve adalet sahibi, halkını refah içinde yaşatan bir idareci olması ile..

Hz Hatice erkek egemen bir toplumda kendisine eziyet eden ilk eşinden boşanmaya cesaret edebilmesi ve emrinde yüzlerce insan çalıştıran iş kadını yönüyle..

Hz Aişe sahip olduğu ilim ve kültür ve bulunduğu dönemde neredeyse bütün çocuklara annelik yapıp, eğitmesi ile..

Peygamber kızı Hz Zeynep, çok sevdiği halde Hak olanı seçerek, eşini istemeden de olsa gözü yaşlı terketmesi ile..

Mücadele Sûresi'ne ismini veren hanım sahabe neyi ile ön plana çıkar peki? Tabii ki hakkını sonuna kadar savunup mücadele etmesi ile değil mi, hem de peygamber karşısında..?

O kadar çoktur ki örnekler..

Oysa zordur bu topraklarda kadın olmak..

Hakkını savunmak..

Doğru olmayana baş kaldırmak..

Hakikatin yanında olmak..

Sadece bir eş, bir anne ya da bir gelin olmadığını, her şeyden öte bir kul olduğunu haykırmak..

Benim de bu toplumda bir fikrim var diyebilmek, bu toplumda benim de bir yerim var diyebilmek..

Sırf kadın olduğu için itilip kakılmadan, dövülmeden, öldürülmeden, üzerine yapışan bütün etiketlerden sıyrılarak, ben kadınım ve insanım diyebilmek, Allah'ın size en büyük emanetiyim diyebilmek..

 

Ama zordur işte bu topraklarda kadın olabilmek.. Çünkü önce o emanete sahip çıkabilecek yürekler gerek..

Ayşegül Eskikurt