Oruç ve Disiplin
Oruç sen ne güzel bir disiplinsin..
İnhibisyon diye bir kavram var gelişim psikolojisinde.
Kişinin davranışlarını, dikkatini ve duygu durumunu kontrol etmesi olarak tanımlanıyor.
Buna göre, küçük çocuklar, inhibisyon becerileri geliştikçe çevrelerine daha dikkat ederler. Bu sebeple dikkati ve iradeyi artıran bir beceridir.
Araştırmalarda daha gelişmiş inhibisyon becerileri olan çocukların, ileriki hayat ve okul başarılarının daha yüksek olduğunu bulmuştur.
Daha az gelişmiş inhibisyon becerilerine sahip olan çocuklar ise yüksek inhibisyon becerisine sahip çocuklar ile karşılaştırıldığında daha çok suça karışmış, daha az para kazanmış, hayatta daha mutsuz olmuş ve sağlıkları daha kötü olmuştur.
Sonuç olarak erken dönemlerdeki inhibisyon becerisi, yaşamın ilerleyen döneminde birçok alandaki başarıyla ilişkili gözükmektedir.
İnhibisyonun çocuklarda ölçümünde bazı görevler kullanılmaktadır. Bu görevlerde çocuğun davranışını, duygusunu ve dikkatini kontrol etmesi gerekmektedir. En çok bilinenlerden Marşmelov görevinde çocuktan arzu ettiği şekerleri elde etmek için araştırmacı dönene kadar beklemesi istenir.
Araştırmacı odayı terk eder ve çocuk kameradan izlenir. Çocuğun araştırmacı dönene kadar şekerleri yemeden bekleyerek görevi geçebilmesi için dikkatini ve duygularını düzenlemesi ve arzusunu inhibe etmesi gerekmektedir.
İnhibisyon becerileri gelişen çocuklar dikkat, duygu ve davranışlarını kontrol edebildikleri için araştırmacıyı bekleyebilir ve görevi geçebilirler. İnhibisyon becerileri gelişmemiş çocuklar ise araştırmacıyı bekleyecek dikkat, duygu ve davranış kontrolünü gösteremeyerek şekerlerin tadına bakarlar.
~~~
Fıtrat Yüce Rabbimiz tarafından ince ince işlenmiş ve bizden istediği her ne varsa o fıtrattaki güzelliği görebilmek için var..
Bunlardan biri olan Oruç aslında tam da yukarıda ifade edilen beceriyi geliştirmiyor mu?
Oruç ile insan sadece yeme-içme gibi arzularına değil, daha bir çok şeye set çekmiyor mu?
"Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin. (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163) ifadesi bunu açıkça dile getiriyor aslında.
Ne güzel benzetmedir orucun kalkan oluşu. Her ne varsa kötü olan ondan koruyor sahibini.
Aynı zamanda iradeyi kontrol etmeyi, gerçek gücün kimde olduğunu öğretiyor.
Daha küçücük yaşta tekne orucu ile başlayan miniklerin, öğle ezanı ya da İkindi ezanı ile iftar yaptıkları anda gözlerindeki ışık ve yüzlerinde beliren başlamanın haklı sevinci de bunu gösteriyor.
İlla deneye gerek yok aslında. Her bir ibadet ya da uygulama bizi bizden daha iyi bilen biri tarafından uygulamaya konulmuş zaten. Bize sadece yapmak düşüyor.
Ve bir disiplin haline getirilmiş oruç hayatın her anında kucaklıyor bizi. Nefsani isteklerde, harama bakma, haram konuşma, haram yeme, fuhşiyat, kötülük yapma, hakka girme gibi hoş olmayan durumlarda kendimizi tutabilmeyi öğretiyor. Sen oruç tuttun, kendini tutmayı da bilirsin, istersen yapabilirsin, sen iradesi güçlü bir insansın diyor adeta. Ve sabrı beklemeyi öğretiyor, iftarı nasıl beklediysen şimdi de arzularının karşısında ya da zorlukların pençesinde bekleyebilirsin, bekleyip sonucun güzelliğini görebilirsin, acele etme, diyor yine bize..
İşte bu yüzden, oruç tutmaya alışmış, hazzını ötelemeyi öğrenmiş bir çocuk, hayatının her döneminde kendini çok daha rahat kontrol edebilir. Sınıfta oturup ders dinlemekten tutun, sırada, trafikte beklemeye kadar kendi kendine söz geçirebilir. Elini kötülüklere uzatmama hususunda da daha güçlü olup, nefsinin sesini susturabilir kolayca. Ve bu durum bütün hayatına olumlu şekilde yansır.
Ne güzel disiplindir oruç....
Ayşegül Eskikurt
Yorumlar
Yorum Gönder