Nefis Muhasebesi
"İnsan, başıboş bırakılacağını (ve yaptıklarından hesâba çekilmeyeceğini mi) sanıyor?" Kıyame, 36
En büyük ve çetin hesap şüphesiz Allah katındaki hesaptır. Ama en güzeli insanın kendini sürekli kontrol etmesi, hesaba çekmesidir.
Muhasebe yani kendini hesaba çekmek, bir bakıma geçmişteki eksiklikleri sezerek geleceği şekillendimektir.
Kelime olarak hesap görme, hesaplaşma, kendi kendini sorgulama manalarına gelen muhasebe; müminin, her lahza, iyi–kötü, doğru–yanlış, sevap–günah nevinden yaptığı bütün amellerini gözden geçirip, hayır ve güzellikleri şükürle karşılaması; günahları istiğfarla gidermeye çalışması; yanlışlık ve kötülükleri de tövbe ve nedâmetle düzeltmeye gayret göstermesidir.
Hz. Ömer'e ait şu söz ne kadar güzeldir:
"Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin. Tartılmadan önce nefsinizi tartın..." [Tirmizi, Kıyamet, 25 (h.no: 2459)]
Hz. Peygamber de (sas): “Akıllı kişi nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır.” buyurur. (Tirmizî, Kıyâmet 25. Ayrıca bk. İbni Mace, Zühd 31)
Zira “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve yarın için önceden ne gönderdiğinize bakın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdârdır.” (Haşr, 18)şeklinde ikaz eder bizleri Yüce Rabbimiz.
el-Muhâsibî” adıyla meşhûr olan Haris b. Esed, muhâsebeyi, geçmişe ve geleceğe yönelik muhâsebe diye ikiye ayırır bu sebeple.
Geleceğe yönelik muhâsebe, yararlıyı zararlıdan ayırmak, ayak kaymasına ve dil sürçmesine mânî olmak için önceden tedbir almaktır. Bu tür bir muhâsebe, kişinin attığı her adımın, söylediği her sözün, duyduğu her sesin ve aldığı her nefesin farkında olması, yaptığını bilerek yapması demektir.
İslâm'ın farz kıldığı tesettür dediğimiz şey de aslında sadece bir giyim kuşamdan ibaret değildir. Settar isminin bir cilvesi olarak setretmek, örtmek Allah nazarında hoş olandır. Bu örtme ise kalbi, zihni, bedeni her türlü kötülüğe, fuhşiyata ve haramlara karşı örterek, nefsini kontrol altında tutmaya çalışmaktır ve Muhasebenin farklı bir boyutudur. Helal daire içinde kalmaya çalışmanın diğer bir adıdır.
"Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork. Bir lokma, bir kelime, bir dane, bir lem'a, bir işarette, bir öpmekte batma. Dünyayı yutan büyük letâiflerini onda batırma..." diyen söz Sultanı setrin yani örtmenin nasıl olacağını da anlatır.
Bana tesettür nedir, hesaba çekme nedir deseler hiç şüphesiz bu cümleleri örnek verirdim büyük ihtimalle.
Herkes kendini hesaba çekmelidir her konuda. Bu sebeple insan başkalarının hata ve kusurlarıyla meşgûl olacağına, kendi kusurlarını görmeye çalışmalıdır öncelikle. Kendi ile mesgul olanın kusur aramaya da vakti kalmaz zaten.
Hz. Peygamber: “Kendi kusurlarıyla meşgûliyeti başkalarının ayıplarını araştırmaktan alıkoyan kula ne mutlu!” buyurmuştur. (Beyhakî, Tirmizî, Münavi, Feyzul Kadir, 4/281)
Bir başka rivayete ise şöyle geçer:
"Şu üç huy kişiye ayıp olarak yeter:
1. Kendi utanç verici halini görmeyip, başkasındaki aynı kusuru görmesi.
2. Kendi utanç verici halini görmeyip, başkalarının aynı durumundan utanç duyması.
3. Oturup kalktığı kimselere sıkıntı vermesidir." (Münâvî, age. 3/76; Taberâni, Mucemü'l- Kebir 2/168)
Gelelim asıl mevzuya..
Kötülüğü bizzat yapan suçludur da, ona alet olan, gözünü, zihnini ve kalbini o kötülüğe kapatmayan suçsuz mudur?
"Sizden biriniz, kardeşinin gözündeki çöpü görür de kendi gözündeki merteği unutur, (görmez)."(Münzirî, et- Terğib ve't- Terhib 3/236)
Ne kadar hoş bir ifade. Hep öyle değil miyiz?
Karşımda açık saçık gezme, günaha giriyorum demek yerine insan kendi tarafından ele alıp, kendi gözünü, kalbini, zihnini kapatmayı öğrenmeli değil midir öncelikle?
İçinde fuhşiyatin, ahlaksızlığın yer aldığı sosyal medya veya her ne varsa kapansın demek iyi güzeldir de, ondan da öte kendi beynine söz geçirmeyi öğrenmeli, içinde o kontrol mekanizmasını devreye sokmalıdır öncelikle. Çünkü bir program gider, yerine bir başkası gelir. Kaçış değildir.
Zaten oruçluyum, beni bağırtma demek yerine oruçlu olduğunun farkına varıp öfkesine de oruç tutturmaktır asıl olan..
O bir hata yaptıysa sen yapma..
Haram gördüysen bakma..
Duyduysan kulaklarını kapat..
Haram uzatıldıysa sen yeme mesela..
Hz Yusuf gibi ol..
Dön arkanı her türlü ahlaksızlığa..
Her şey senin zihninde bitiyor sonuçta. Kimse seni zorlamıyor. Önce kendi zihnine kur o mahkemeyi ve setretmeyi öğren.
Yıllar önce fakültede okurken de bazı zihni tesettürsüz beyinler, açık renk başörtü takanları bile şikayet etmişlerdi, tahrik ediyor diye..
Sen kendini düzeltmedikten sonra Kâbe'de bile olsan fark etmez..
O yüzden herkesten önce kendini kontrol etmeyi öğren...
“Başkasının ayıplarını, kusurlarını anlatmak istediğinde, hemen kendi kusurlarını hatırla."[Münâvî, age. 1/ 272 (419)]
Ayşegül Eskikurt
Yorumlar
Yorum Gönder