Yaşanmışlık
Eline tutuşturulan çantaya baktı kadın..
Özenle katladığı çocukluğunu koydu önce.. bebek gülüşlerini, kahkahalarını, hayatı tanımak için attığı belki küçük ama aslında kocaman adımlarını, saflığını masumluğunu koydu en mûtena yere, okşayarak..
Sonra hayallerini koydu.. o kadar çoktu ki hayalleri bir an sığmayacak zannetti.. hayallerini koyarken farketti yanındaki hayal kırıklıklarını.. eksik kalmasın, dedi onları da koydu yanyana..
Ayrılıkları koydu sonra.. her ayrılığın hasreti vardı elbet.. uykusuz geceleri.. yol gözlemeleri.. Ve tabii kavuşmaları.. Hepsini koydu yan yana..
Ne çok gözyaşı biriktirmişti yıllar boyu.. Kimi üzüntüden, kederden, kimi mutluluktan, sevinçten.. Onlar da eksik kalmasındı giderken.. Karıştırdı hepsini birbirine. Sebepleri farklı olsa da sonuçta gözyaşı değil miydi?
O koydukça koydu. Çanta aldıkça aldı. Her koyduğu şeyin yanında biraz daha yer açıldı. "Hayat.." dedi. "Yaşadıkça, yıllar geçtikçe ne çok şey birikmiş çantaya koyacak.."
Kelimeler serildi gözünün önüne, yerli yersiz sarf ettiği.. Kimini gördüğüne hiç hoşnut olmadı. Yüzünü buruşturdu. Söylenmemiş olmasını isterdi. Ama iş işten geçmişti. Biriken her şey konmalıydı çantaya. İster istemez onları da koydu.
En çok da dostlukları koymak istedi. Sevgileri, hatıraları.. Bir çoğunun gerçekte var olmadıklarını fark ettiğinde tekrar kırıldı içten içe.. Dost zannettikleri çok başka görünüyordu şimdi. Yaşadığı hayat gibi onlar da yalan olup gitmişti.
Yine de koydu kadın.. Eline ne geçtiyse. Bütün bir hayatı ortaya dökmek, geçmişin tozlarını silkmek ve istiflemek kolay değildi yola çıkmadan..
Daha güzel şeyler koymayı isterdi elinden gelse.. Ve bazı şeylerin tekrarı olsa.. Bir fırsat daha verilse.. Yaşanmamış olmasını istediği, silip atmak, kurtulmak istediği ne çok şey vardı.. Ama gidiyordu işte. Bir yığın hayal kırıklığı eteklerinde.. "Hayat.." dedi yine.. "Boşa geçmiş bir hayat.."
Bu kadar çabuk geçeceğini ve bu kadar çabuk biteceğini hiç hesaba katmamıştı besbelli.. Halbuki ne çok plan yapmıştı geleceğe dair.. "Hangi gelecek?" diye sordu içten içe işte o zaman. Oysa geçmiş ve gelecek, tam da şu anda iç içe girmişti. "Asıl gerçek bu demek ki, öteki bir hayalmiş meğer," dedi kendi kendine..
.
Halbuki, istediği halde çantaya koymasına izin verilmeyen ne çok şey vardı geride. Birikimleri, yatırımları, zinetleri, süslü püslü elbiseleri, eşyaları, diploması, kariyeri.. Ne çok vaktini almıştı oysa ki onları elde etmek.. En çok onlar hak ediyordu birlikte gitmeyi kendi düşüncesine göre.. Ama bir tekini bile alamamıştı.
.
Herşeyden öte ailesi, az da olsa, sevdiği ve belki onu seven, gittiğinde ardından bir kaç damla gözyaşı dökecek bir avuç insan.. Hepsi dışarıda kalmıştı..
.
"Çantaya sadece yaşanmışlıklar konur," diye seslendi biri uzaktan. "Bir başkasının kalbine dokunduysan, davranışla ya da sözle de olsa, iyi ya da kötü.. Bir şeyler ya da birileri de senin kalbine dokunduysa iyi ya da kötü.. Birilerini ya da kendini üzdüysen ve sevindirdiysen bu hayat yolculuğunda, işte hepsi bu çantanın içinde olacak.. Yaşanmamış olmasını istediğin ne varsa ve iyi ki yaşamışım dediğin ne varsa hepsi seninle gelecek.. Çünkü bu çanta yaşanmışlıklar çantası.. Hepsini bir bir sen topladın, biriktirdin zamanında.. Şimdi hepsi seninle gelecek ve gideceğin yerde onların hepsini çıkarıp, neden biriktirdiğini anlatacaksın tek tek.."
.
Bir anda çöktü kadın. Önündeki çantaya baktı. Küçücük bir yer kalmıştı çantada. Son bir yer.. Son bir damla gözyaşı daha bıraktı çantanın içindeki o küçük boşluğa.. Ve kapattı sonra gözleriyle birlikte..
Hiç açılmamacasına....
.
Ayşegül Eskikurt
10 Aralık 2020
🎒📚🪔💼📝
Yorumlar
Yorum Gönder