Kur'an Garip Kalmasın


"Hayır ve bereketi ne muazzamdır o Zatın ki bütün ins ve cinni uyarsın diye o has kuluna doğruyu eğriden ayıran Furkan'ı indirdi."
Furkan Sûresi, 1. âyet
...

Önündeki Kur'an'ı göstererek "Bu kitabın dili sence hangi dil" diye sordum.
"Bilmem ki" dedi. İnsanların konuştuğu dilleri sordum, saydı: "Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça ...."

"Bu kitabın dili de Arapça" dedim ve "Sence neden olabilir?" diye sordum sonra. 

"Dünyadaki Müslümanların çoğu Arap olduğu için mi acaba?" dedi. Gülümsedim verdiği cevaba.

"Onu bize öğreten peygamberi, Arap asıllı olduğu için olamaz mı acaba?"

Böyle deyince doğruladı beni.

"Peki" dedim "Kimin kitabı biliyor musun?"

Aslında belki de çok iyi bildiği bir şeydi. Ya da şimdiye kadar hiç aklına gelmemişti kimin kitabı olduğu. Kur'an'dı sonuçta. Önemli bir kitaptı. İçinde her ne kadar anlaşılmaz sesler, kelimeler olsa da. 

Şimdi böyle soyut bir cevap vermesi gerekince: "Kimin?" diye o sordu bu defa bana.

"Hani biraz önce konuşmuştuk ya. Bütün evreni, uzayı, Dünyayı ve içindekileri var eden, düzene koyan, bütün ihtiyaçlarını gideren biri vardı. İşte bu kitap O'nun, yani Allah'ın" diye cevap verdim.

Gözleri kocaman açıldı. "Gerçekten mi?" dedi heyecanla. "Bu kitabı Allah mı yazmış?"

Tekrar gülümsedim. "Yazmamış ama yazılmasını istemiş peygamberinden. O söylemiş peygamberi de yazdırmış. İçinde neler neler anlatıyor bize. O kadar güzel ki?" deyip, onun ilgisini çekebilecek bir kaç tanesinden bahsettim.

Mutlu oldu. Daha bir farklı baktı, dokundu kitabına. Allah'ın kitabıydı sonuçta. İnsan kitabı değildi.

Bir diğer yavruya sordum başka bir vakitte
"Kur'an kimin kitabı?" diye.

"Allah'ın kitabı" dedi hemen. "Peki" dedim "Allah'ın başka kitabı var mı bildiğin?"

"Onun değil ama peygamberlerin kitapları var" dedi. Ona da gülümsedim.

Ne kadar tatlı, saf ve temiz kalpleri.

"Peygamberlerin değil aslında. O kitaplar da Allah'ın kitabı ama peygamberlere göndermiş insanlara öğretsinler diye. Yazık ki, zamanla insanlar onların asıllarını kaybetmişler. Bazı yerlerini değiştirmişler kendi sözleriyle. O yüzden en son Kur'an'ı göndermiş güzel insan olmayı öğrenebilelim diye"

Ben bunları söyleyince 
bir kaç saniye düşündü. Sonra heyecanla "Anladım!" diye cevap verdi.

"Neyi anladın?" dedim.

"Allah öbür kitapların hepsini bunun içine koymuş. Şimdi hrpsi bunun içinde, değil mi?" dedi.

Gülümsedim tekrar onun bu saf, masum, heyecan dolu haline. İçim pır pır etti sevinçten.

"Aferin sana" dedim. "Nasıl bildin? Evet, hepsi şimdi onun içinde."
....

Kur'an ne kadar özel, ne kadar kıymetli.

Bize lazım olacak, bize iyi gelecek ne varsa onun satır aralarında saklı. İnsan bunu anlayabilseydi, başka yerlerde çare arar miydi hiç dertlerine?

Oysa biz kendisine ve anlattıklarına hak ettiği değeri verseydik, halimiz elbette çok başka olurdu. 

Kitap önce kalpte, sonra zihinde, sonra bütün bir hayatımızda yer ettiği müddetçe kıymetli ve sevgili...

"Mushaf (Kur'an kitabı), okunmayan evde gariptir.

Kur'an, fasık kişinin kalbinde gariptir." (Camiussağir)hadisinde buyurulduğu üzere kendisini anlamayanların, rehber edinmeyenlerin yanında ise gariptir...

Garip, boynu bükük bırakmayalım....

Ayşegül Eskikurt 
🥰📚📖🥀🙌

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..