Yolculuk

Yolculuk diyoruz ya..

Düşünsene nefsim..
"İnsan bir köyden diğerine, bir şehirden bir başkasına ve hele bir ülkeden farklı bir memlekete giderken bile ne kadar düşünür, taşınır, hazırlık yapar ve yol için tedbirler alır."

Ama aslında, tam da şu içinde bulunduğun anda "Ne kadar uzun olduğunu dahi takdir edemeyeceğin bambaşka bir seferle karşı karşıyasın."

Bu öyle bir yolculuk ki "İhtiyaç duyacağın eşyayı da kendi akl u izanınla belirleyemezsin!

Dünyadaki yolculuklar için neler lazım olduğunu düşünüp tedarik edebilirsin.

Lâkin Azizim, bir karyeden diğerine, bir ülkeden bir başkasına, bir gezegenden diğer bir gezegene, hatta bir sistemden daha başka bir sisteme değil, maddeden, fizik aleminden, elektronlar ve nötronlar dünyasından hiç bilmediğin bir diyara göç etmektesin.

İşte bu yolculuk söz konusu olduğunda, ötelerin zâd ü zahîresini (en önemli ihtiyaçlarını, olmazsa olmazını) ancak seni o yola sürükleyen ve sana seyahat gücü veren Kudreti Sonsuz'un mesajlarından öğrenebilirsin."
***

Böyle bir yolculuktasın işte. Hem de tam ortasında.

Her gün birileri seyahat ediyor, uçup gidiyor o diyarlara.

Kimileri sevindiriyor kimileri üzüyor gidişiyle.

Bazıları da giderken bile son dersini vererek göçüp gidiyor bu alemden.
....

Yaşı neredeyse bir asıra dayanmış, tarihin ne çok hadisesine şahit olmuş, hayatının büyük bir bölümünü Kur'an Hafızı yetiştirmeye adamış, kendisi de Kur'an'ın hem hafızı hem de hadimi olan komşu amcamız Şahap Amca'yı uğurladık yakın zamanda. Depremin hemen üzeri olunca yazamadım.

Nasip bu günmüş. Cuma namazlarına aşık amcamız yine bir cuma günü kılınan namazla defnedildi ebedi yurduna.

Dedim ya bâzı insanlar giderken bile ders verirler. Şahap Amca da galiba en son dersini bana yapıp gitti.

Cenaze günü ruhu için Kur'an okuyordum. O sırada komşu teyzem telefonda, amcanın vefat etmeden önce sürekli "beni defnederken imam efendi Kureyş suresini okumayı sakın unutmasın" diye tembihlediğini aktarıyordu.

Önce anlamadım bir an. Kureyş Suresini ben de okurdum. Ama arabaya bindiğimde. Evliya öyle yaparmış yol emniyeti için. Hatta ekledim sonrasında "Allâhım onların yolculuğunu nasıl guvenli ve selametli kıldıysan bizimkini de öyle yap" diye.

Okumayı bitirdim hatta amca istemiş ben de ekleyeyim, dedim. İşte o zaman anladım amcamın ne demek istediğini.

"İ’lem eyyühe’l-aziz! - Bil ki Ey Aziz
İnsan bir yolcudur. Sabâvetten gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre, kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder." demişti Bediüzzaman.

Şahap Amca da işte o yolculuğun en gerçek ve artık en uzun döneminin başlangıcındaydı.

Gittiği yer meçhul ve geri dönülmez bir yoldu. O yolu kısmen ayet ve hadislerden biliyorduk ama göz görmemişti henüz.

İnsan orada kendisini neyin karşılayacağını bilemezdi. O yüzden o da kendince endişe etmiş ve yolculuğun sıkıntılarına bir perde olsun diye Kureyş Suresi ile uğurlanmak istemişti.

Bu güzel bakış açısı benim için çok büyük bir ders oldu. Ve son dersini böylece bana verdi Şahap Amca.

Çünkü ben onda, son ana kadar akıbetinden endişe duyan bir insanın hassasiyetini gördüm.

Nitekim Allah Rasûlü (sas) de şöyle buyurur bir Kudsi hadiste:

“İzzetime yemin olsun ki, ben kuluma ne iki korkuyu, ne de iki emniyeti veririm. Eğer (kulum) dünyada benden emin (korkusuz) olarak hareket ederse, ben onu kıyamet günü korkuturum. Şayet (kulum) bu dünyada benden korkarsa, ben onu kıyamet günüde emin (korkusuz) kılarım.” (bk. İbn Hibban, Sahihu İbn Hibban, 2/406;)

Endişe etmek güzel şey. Hazırlıklı olmak. Yola göre azık hazırlamak. Yolun adabına uygun davranmak.

Bir şehirden diğer bir şehire giderken bile endişe duyan, her detayı hesaplayan, inceden inceye hazırlık yapan insan, daha taa ruhlar aleminden, öteler ötesi alemler için yola düşmüş olduğunu bildigi halde neden endişe duymaz ki?

Şahap Amca kendince iyi bir kul olarak yaşamaya çalıştı. Geride amel defterini kıyamete dek açık tutacak üç şeyin üçünü de bıraktı: Hayırlı evlat, Sadaka-i cariye, öğrettiği ilim, yetiştirdiği öğrenciler. Ve dedigim gibi, son öğrencisi de ben oldum galiba. Dediği söz gözümü açmama vesile oldu. Allah ondan razı olsun.

Yoğun bakımdaydı vefat anında. Eşi görememişti, konuşamamıştı bir kaç gündür. Vefat etmeden kısa bir süre önce rüyasına girmiş teyzemin. Beyazlar giyinmiş, veda etmeye gelmiş ve ben gidiyorum, demiş. Öyle de gitti asıl yolculuğuna. 

Ya sen nefsim yolun emniyeti, sıkıntıları  hakkında endişede misin? Kureyş Suresini okurken bir daha düşün. Yol sadece buradan mı ibaret?
Değilse hazırlığını da ona göre yap.

Ayşegül Eskikurt 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..