Niyetin Kadarsın Belki de
"Ameller niyetlere göredir" mi, acaba?
İnsanız.
Attığımız her adım bizi ya hayra götürüyor ya da şer olana. Her an önümüzde iki yol beliriyor seçmemiz için. Bazen her ikisi de iyi, bazen her ikisi de kötü. Bazen de biri iyi, biri kötü.
Seçimlerimizle var oluyoruz hayatta, seçtiklerimizle ve seçebildigimiz ölçüsünde.
"Olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele bu." diyen ne kadar da doğru anlamış. Ya da seçmek ya da seçmemek. İnsan seçtiklerinden ibarettir çünkü. Ve seçtikleri ile vardır.
Karar verebilmek, hem de doğru karar verebilmek büyük bir erdem. Demişler ya, en kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.
Ama yine de arada kalırız her seferinde.
Eş seçeriz emin olamayız. Meslek seçeriz bilemeyiz. Kararsız kalırız çoğu zaman, hangi okulda okusam, hangi şehire gitsem, ne yapsam, diye.
Ama yine de bir karar vermemiz gerekir. Hayat böyle işler çünkü.
Tartarız enine, boyuna. Vicdan devreye girer bazen. Bazen akıl. Bazen istişare yaparız sünnet üzere. İstişare rahmettir ya, belki oradaki rahmet sebebiyle ferahlık verir Alemi Yaratan, Yoktan Var Eden. Kapılar açılır sonuna dek belki, diye düşünürüz.
Bazen de ne kadar hayır olanı istesek ya da dilesek de, çabalasak da olayların arka yüzü bizim istediğimiz gibi olmayabilir.
Hayır zannettiğimiz bir anda şer, şer gibi gördüğümüz de hiç beklemediğimiz bir anda hayır olarak çıkar karşımıza. İşte en çok sarsıldığımız yer de orasıdır belki de.
Ah insanoğlu ne de çok kendini düşünür her işte ve olayda. Şer zannettiği hayra dönüşünce sevinirken ya da her hayra sevinip, kendinden bilirken, başına gelen olumsuzluklara odaklanır, orada takılır kalır. Yani sonuç istediği gibi olunca, doğru yaptığını zanneder. Aksi olunca ya da istediği gibi olmayınca da neden, neden, diye sorgular durur.
İnsanız işte. Böyleyiz.
Ya hiç üzerimize alınmayız. başkalarını suçlarız. Benim niyetim güzeldi, halisti. İnsanlar beni anlamadılar, çabamı görmediler ve bana haksızlık ettiler, deriz.
Ya da kendimizi suçlar, iyilik düşündüğüm, hayır düşündüğüm halde, neden bunlar oldu, neden benim başıma geldi, o zaman iyilik bunun neresinde, keşke yapmasaydım, öyle karar vermeseydim, diye dövünüp dururuz.
Her iki durumda da sonucun bize haksızlık olduğunu, niyeti iyi olanın, hayır yolunda olanın başına hiç bir olumsuzluk gelmeyeceğini, hayatın sütliman bir şekilde akıp gideceğini varsayarız.
Ah nefsim sen de böylesin. Hak adına diyerek, rızayı umarak ve niyet ederek verdiğin kararlar seni zorda bıraktığında yan çiziyorsun. Niyetim iyiydi, beni kimse anlamadı, diyorsun.
Halbuki kimse sana şu dünya hayatında gülistan sözü vermedi. Hatta gül bahçesi isteyen, dikenlerine de katlanır, dendi.
O dikenler ise hedefe yürürken eline de batabilir, ayaklarını da kanatabilir.
Maddi, manevi kayıpların bile olabilir, insanlar itham edebilir.
Bu senin niyetinin, kararının yanlış olduğu anlamına gelmez. Kendini itham etmeyi bırak.
Hatta şu kısacık dünya hayatı nefes alamayacak kadar bile dar gelebilir sana.
İşte o zaman..
İşler yolunda gitmediğinde..
Verdiğin kararlar seni çıkmaza soktuğunda..
Sen niyet et..
İyi olanı güzel olanı yapmaya gayret et..
Hedefinden emin ol...
Bismillah de..
"Bir kere de azmettin mi, yalnız Allah'a tevekkül et! Allah muhakkak ki Kendisine dayanıp güvenenleri sever." Ali İmran, 159
Başıma bunların gelmesinin sebebi ne, bir yerde hata mı yaptım ya da başka bir muradı mı var Yaradan'ın, diyebilir insan böylesi durumlarda. Bu en güzel muhasebedir bilen için.
Ama "neden bunlar benim başıma geliyor, o kadar çaba, gayret boşa gitti" deme.
Rabbin senin yaptığın şeylerin sonucuna bakmaz ki, gayretine ve kalbindeki inanca, samimiyete, bağlılığa bakar.
Ve bil ki, insan niyeti kadar değerlidir Hak katında..
“Ameller (başka değil) ancak niyetlere göredir; herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin hicreti, Allah ve Resûlü (rızası ve hoşnutlukları) için ise, onun hicreti Allah ve Resûlü’ne müteveccih sayılır. Kim de nâil olacağı bir dünya veya nikahlanacağı bir kadından ötürü hicret etmişse, onun hicreti de hedeflediği şeye göredir.”
(Buhârî, Bedü’l-Vahy, 1; Müslim, İmare, 155; Ebu Davud, Talak, 11)
Peki öyleyse, senin niyetin ve hicretin kimin hoşnutluğunu elde etmek için?
Ayşegül Eskikurt
Yorumlar
Yorum Gönder