Talip

Halk arasında ilim yolcusuna "isteyen-talip" manasına "talebe" denirdi. Yani ilme istekli olan, ilme talip kişi.

Simdi de öğrenci diyoruz, yeni şeyler öğrenmeye, kendini geliştirmeye hevesli anlamında.

Ne şekilde denirse densin, ortak olan bir şey var. O da, ilme, bilgiye talip olmak, öğrenmeyi istemek.

Çünkü Kâinat Kitabı'nın Yaratıcısı o kitabı okumaya, anlamaya davet ediyor kullarını. O yüzden de kelâmının ilk ayetlerinde "Oku!" emri yer alıyor.

Bir de ikaz var,"Sakın ha cahillerden olma." diye.
(En'âm, 5/35)

Çünkü kitabın bildirdiğine göre:

"Kulları içerisinde Allah'tan ancak âlimler korkar." (Fâtır, 35/28).

Ayrıca Kur'an-ı Kerîm'de ilmin her çeşidi övülmüş, bilenlerle bilmeyenlerin bir olamayacağı açıkça belirtilmiş:

"Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?.."(Zümer, 39/9).

İlmin, âlimin ve ilim yolcusunun değeri yükseltilmiş.

"Allah, içinizden iman edenlerle kendilerine ilim verilenlerin değerini yükseltir." (Mücadele, 58/15) şeklinde buyurmuş Rabbimiz.

Bir de ilim yolcularına güzel müjdeler var. Onlardan bir kaçı şöyle mesela:

"Her kim ilim tahsil etmek amacıyla bir yola gidecek olursa, Allah onu cennet yollarından bir yola sokmuş olur. Kuşkusuz ki melekler ilim yolunda olan bir kimseden hoşnutluklarından dolayı (ona) kanatlarını sererler ve göklerde ve yerde bulunan(yaratık)larla suda bulunan balıklar (tümüyle Allah'tan) âlimin bağışlanmasını dilerler.
Muhakkak ki âlimin âbide (olan) üstünlüğü, ayın on dördüncü gecesindeki dolunayın diğer yıldızlara (olan) üstünlüğü gibidir. Âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler miras olarak dinar ve dirhem bırakmazlar, ilim bırakırlar. Kim o ilmi elde ederse çok büyük bir nasip elde etmiş olur."
(Buhari, İlim 10; Ebu Davud, İlim 1; Tirmizî, İlim 19)

Ebû Ümâme'den(ra) rivayet edildiğine göre, Rasûlullah(sas) şöyle buyurmuş:

"Âlimin âbide (çokça ibadet edene) üstünlüğü, benim sizin en aşağı derecede olanınıza üstünlüğüm gibidir."

Sonra da şöyle buyurmuş:

"Şüphesiz ki Allah, melekleri, gök ve yer ehli, hatta yuvasındaki karınca ve balıklar bile insanlara hayrı öğretenlere dua ederler."
(Tirmizî, İlim 19)

Hatta cansız varlıkların bile âlimlere dua etmesinin mümkün olduğunu söyleyenler olmuş. Buna mâni bir durum da yok aslında. Çünkü şu âyet-i kerîme bunun  en belirgin delili sayılmış:

"Yedi gök, yeryüzü ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız."
(İsrâ sûresi, 44)

Diğer taraftan “Amellerin en faziletlisi, Allah’ı tanıma / zat, sıfat ve isimlerini öğreten ilimdir. Şüphesiz, ilimle birlikte amelin azı da çoğu da sana fayda verir. Fakat cehaletle birlikte amelin ne azı ne de çoğu fayda verir.” buyurmuş Allah Rasûlü (sas).
(Camiü's-Sağir, 1/346, Kenzu’l-Ummal, h. no: 28731)

İşte bu yüzden öğrenilen her faydalı ilim, hangi dal, hangi bölüm olursa olsun, Allah’ın zâtını, sıfatlarını tanımaya vesiledir. Yeter ki insan onu kullanmayı bilebilsin.

Diğer taraftan, O'nu bilmeye vesile olmayan ya da O'ndan ve rızasından uzaklaşmaya sebep olan her bilgi insana eziyettir, zahmettir hatta kişinin kendi kendine zulmetmesidir.

Çünkü gerçek bilgi denilen Marifete erebilmiş kullar ancak kendinin farkına varır, hakikate ulaşır. Ve Rabbine gönülden teslim olur, boyun eğer, O'na yakınlaşmanın, muhabbetin yollarını arar. Diğer türlü uğraşlar sâfî ziyandır.

Bak ne demiş Fuzuli:

"Aşk imiş her ne var âlemde,
İlm bir kıyl ü kâl imiş ancak."

Anlamı: Dünyada her ne var ise kaynağı aşktır; ilim ise koca bir dedikodudan ibarettir.

Sen ey Talip!
Öğrenciyim diyorsun ya..

Neyedir meylin, isteğin?
İlminle, bilginle el üstünde tutulmak mı?
Övülüp, taltif olunmak mı?
Ya da zamanı öylesine geçirip gitmek mi?

Eğer öyleyse bil ki, ötelerde diploma sorulmuyor? Hangi okuldan mezun olduğun ya da isminin önünde yer alan ünvanlar, ne kadar kitap yazdığın da değil orada önemli olan. Nice hakikat ehli var ki, saklı hazineler misali başlara taç. İlim deryasında yüzerler de, haline bakıp aldanırsın.

Hak katında önemli olan, ömrünü O'nu anlamaya vakfedip edemediğin.

Yaşın da bir önemi yok. Kaç yaşında olursan ol bil ki talipsin yani talebesin O'nun nazarında.

Olamadıysan eğer, o zaman kendine ve boşa geçirdiğin günlere, yıllara yan ve ağla.

Şöyle dua et ki seni gerçekten talip eylesin..

"Allah'ım! Bana öğrettiğin ilim ile beni faydalandır, bana fayda verecek ilmi öğret ve benim ilmimi artır. Her hâl üzere Allah'a hamd olsun. Cehennem ehlinin halinden Allah'a sığınırım."
(Tirmizî (Deavât 129)

"Faydasız ilimden Allah'a sığınırım."
(Tirmizî, Daavât, 68)

Ve de ki:

Rabbim beni, neslimi ve sevdiklerimi Marifetin ve muhabbetin ile rızıklandır.
İlmin talibi olmaya ehil kıl..
Ve ilmi ile âmil olan kullarından eyle...

Ayşegül Eskikurt 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En Güzel Mevsim

Mükâfat Beklentisi

Bir Veda.. Bir Muhasebe..