Fatiha'daki Sırlar Hürmetine

Yüce kitabımız, kendisinin özeti ya da önsözü olan bir sure ile başlar ki ismi 'açan' manasına da gelen Fatiha suresidir.

Fatiha'nın faziletleri ve muhtevası uzunca konuşulabilir. Zira Fatiha hem suredir, hem duadır, hem ikazdır, hem taleptir, hem yönelmedir, hem de manevi terapidir onu okumak.

Aynı zamanda namazın olmazsa olmazıdır, "Fatihasız namaz olmaz" diyen İmam Şâfii'nin de belirttiği gibi.

Benim burada dikkat çekmek istediğim ise, dua ve talep yönü Fatiha'nın.

Daha kitabın başlangıcında en güzel ve en kapsamlı duayı öğretir bize Fatiha:

"Allahım, bizi dogru yola, Sana varan yola ilet. Hidayet lutfeyle. Nimet ve lütfuna nail ettiklerinin yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapkınlarınkine değil." Fatiha, 6-7

Belki farkında bile değiliz ama normal okumalar ve namaz ile birlikte sayacak olursak, gün içerisinde en çok zikrettiğimiz duadır Fatiha'daki doğru yola, yani sırat-ı mustakime hidayet talebi.

Hidayet rehberlik demektir. Bu duayı yapan kişi, öncelikle kendi aczini, fakrını farketmiş, yolculuğun farkına varmış, inanmış ki, bu zorlu yolculukta elinden tutması, rehber olması için Rabbinden yardım dilemektedir.

Şüphesiz yolda olanın en çok ihtiyacı olan şeydir iyi bir rehber. Yolu tanımalı, tehlikeleri bilmeli, en güvenilir olana yönlendirmelidir yolcuyu.

Zaten bu duada da kulun talebi bu doğrultudadır.

"Allahım, Sana varan en güvenli, en kestirme, en doğru, en güzel yolu göster bana, elimden tut ki, yolumu şaşırmayayım," der adeta yalvararak.

Hatta teker teker sayar duada, kendisi gibi bu yoldan geçip gidenleri. Çünkü bu han nice yolcuya ev sahipliği yapmış. Nice yol hikayeleri yaşanmıştır ilk günden bu zamana.

Onların en talihli olanlarına imrenir ve "onların yolunu istiyorum" der.

"Hani Sen onlara nimet vermiştin ya, seçmiştin onları. Güzel kullarım demiştin. İşte onlar bu zorlu yolculuğu başarıyla tamamladılar. Ne mutlu onlara. Ne büyük bir saadet. Benim yolum da onların yolu olsun." düşüncesi ile Rabbine yönelir.

Ama bir de yollarda takılıp kalanlar var. Yanlış rehber edinip, nefsine uyup, kibrine yenilip kaybedenler var. Her dönemeçte zorlukları görüp yan çizen, isyan eden, pes edenler var bu hayat yolunda.

Bu defa da onlara bakıp, yana yakıla "Aman Ya Rabbi, sakın onların yoluna yönelmeyelim. O yollardan uzak eyle. Yanlışa kaymaktan, doğru yolda gidiyorum zannı ile kaybetmekten koru biz aciz kullarını" der durur.

Şüphesiz Allah’ın kulları üzerinde en büyük nimeti onları seçtiği dine hidayet etmesidir. Onlara Peygamberler ve kitaplar göndererek rehberlik etmesi, doğru olana yönlendirmesidir.

Onun dışında hadiste ifade edildiği üzere "İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu iki nimetin kıymetini bilme noktasında aldanmışlar, hataya düşmüşlerdir. Bunlar, sağlık ve zaman nimetidir. " (Bûhârî, Rikak, 1; İbn Mâce, Zühd 15)

Bu iki nimet, hem dünya hem ahiret hayatımızı imar edebilmek yani yollarda takılıp kalmamak için oldukça önemlidir. Zira hakkıyla iman edebilmek ve sürdürebilmek için öncelikle akıl, ruh ve beden sağlığının yerinde olması gerekir. Ayrıca zamanı iyi kullanmayı öğrenmek gerekir ki verilen süreyi yanlış yollara girerek boşa harcamasın.

Fatiha bunu demeyi, istemeyi öğretir de, dilin söylediğini kalp hisseder mi, bilinmez. Gönül gerçekten farkında mı okurken, ne istediğinin?

İnsan yaşı geçtikçe anlarmış ya bazı hakikatleri. O hesap..

Şimdilerde Fatiha'yı okurken hissediyorum ki, sanki bu dua bana yeni yeni hitap ediyor.

Sanki daha önce hiç fark etmemişim. Hiç gönülden, yana yakıla istememişim. Kim bilir kaç senedir okuyorum oysa ki.

Yine de hâlâ iman nimetinin ne büyük şükür sebebi ve istikamet üzere olmanın ne kadar önemli olduğunu, yolda giderken kaymamanın, takılıp kalmamanın önemini, anlamış mıyım kendi adıma, bilemiyorum..

Ne kadar ince bir noktaymış meğer imanı tutabilmek. Ne kadar kolaymış meğer bir hazan rüzgarında savrulup gidivermek. Yollarda rehbersiz aşılması imkansız olan ne kaygan uçurumlar, ne bataklar varmış meğer.

Fatiha, sana sarılmak, yapışmak, dua dua seni istemek lazımmış meğer.

Oysa Rabbim ta ilk başta koymuş ve öğretmiş. İlla bir şey isteyecekseniz, işte size en güzel dua. Bunu isteyin, demiş.

Ben bilememişim.
Hakkıyla bilmeyi nasip et Rabbim..
Fatiha'ndaki sırlar hürmetine nasip et..

Ayşegül Eskikurt