Kasımpatı
🍂 Sonbahar demek yaz bitip okulun açılması, o güzel telaşın başlaması demekti benim için çocukken..
Hayat Bilgisi dersinde göçmen kuşları okumak ve sürü sürü ayrılıp gitmelerini hayal etmekti..
Duvar boyunca uzanıp giden Mevsimler Panosu'nda resmedilen uçuşan yapraklar ve ellerindeki şemsiyeyi rüzgâra kaptırmamak için sıkı sıkı tutan çocuklardı..
Sonbahar demek, dökülen yapraklarda güz renklerini yakalamak için kuru yaprak toplayıp, resim defterine yapıştırma etkinliği yapmaktı.
En güzel sayfa ise, en çok çeşidi bir araya getirebilenin olurdu. Yaprakları genelde yeşil kalan bir beldede, farklı sararmış yaprak bulmak biraz zordu çünkü. Büyükler bile çeşit çok olsun diye yardım ederdi o yüzden yaprakları toplarken.
Sonbahar demek, mandalina kokuları demekti. Mevsimin o ilk mandalinaları mis gibi kokardı o zamanlar. Cebine koyduğun mandalinayı teneffüste koklayarak yemek ve henüz yanmaya başlayan sobaların üzerine kabuklarını koyarak aromasını hissetmek, taa içine çekmekti o yüzden sonbahar.
Sonbahar demek akşam olunca yere örtü serip hep birlikte ceviz kırıp, kuru incirin içine kıstırarak, menengiç ve buğdayı da kavurarak çerez niyetine yemekti biz küçükken.
Sonbahar demek sert esen rüzgârlarla birlikte sık sık elektrik kesilmesi, ışıksız akşamlar, gaz lambalarının is ve gaz yağı kokusunda ders çalışmaktı bir de..
Ve Sonbahar demek kasımpatı demekti bir de..
Mis gibi kokan kasımpatları sarardı bahçeleri Sonbahar geldiğinde.. Rengarenk, çeşit çeşit, irili ufaklı..
Çiçek seraları ya da çiçekçi dükkanları yoktu o zamanlar ama her bahçe zaten çiçek serası gibi kokardı. Ve tabii ki kasımpatları..
Henüz leylaklar ve güller açmamışken, biz küçücük ellerin, o Sonbahar heyecanı ile öğretmenine hediye götürdüğü ilk çiçeklerdi o yüzden kasımpatları...
Sonbahar demek, biraz da kasımpatı kokuları içine gizlenmiş çocukluğum demekti aslında...
Ayşegül Eskikurt
🥰🌺🍂💐
Yorumlar
Yorum Gönder