Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Vasiyet.. Bir Nasihat..

Resim
Mevlânâ ne güzel demiş: "Okumaktan zarar gelmez, oku, ama lanet okuma! Emek ver, kulak ver, ama hiç bir zaman boş verme! Rakibini geç, sınıfını geç, ama hiç bir zaman gülüp geçme! Günlerini say, servetini say, büyüklerini say ama, hiç bir zaman yerinde sayma! Yaklaş, konuş, tanış, ama uzaklaşma! Hedefe koş, serhada koş, yardıma koş, ama ortak koşma! Paranı ver, gönlünü ver, canını ver, ama sırrını verme! Elini aç, gözünü aç, kalbini aç, ama ağzını açma! Zulmü devir, nefsi devir, ama Can devirme! Ev al, binek al, akıl al, ama beddua alma! Eşini sev, işini beğen, aşını beğen, ama kendini beğenme! Davet et, hayret et, affet, tövbe et, ama ihanet etme! Satıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol, bulucu ol, ama bölücü olma! Ne yap, ne yapma, itil, atıl, ama satılma! Seslen, uslan, ama yaslanma! Doğrul, devril, ama eğilme! " (Mevlana'dan uyarlama) ... Bir zamanlar bu güzel nasihatleri kaydetmişim. Hepsi üzerinde düşünülecek, derinliği olan sözler. Keşke kulağ...

"Okuyup derin derin düşünmeyen kimseye yazıklar olsun."

Resim
"Okuyup derin derin düşünmeyen kimseye yazıklar olsun." Bu ifadeler Hz. Peygamber'in Âl-i İmran sûresinde yer alan bazı ayetler için söylemiş olduğu hadisi şerifte yer alıyor. Bakıldığında çok ciddi bir ikaz dikkat çekiyor hemen. Bahsi geçen ayetler nedir, diye soracak olursak, bunlar Âl-i İmrân sûresi 190-194. âyetleri olduğu karşımıza çıkar. Farklı farklı rivayetlerde 190-191, 190-194 veya sûrenin son ayetleri şeklinde geçer.  Peki böyle bir ikazın yer aldığı bu âyetler hakkında bilgimiz var mı? Veya ne kadar biliyoruz? Hz. Peygamber ikaz etmişse muhakkak önemli bilgiler de içeriyor demektir. Bakalım öyleyse.. اِنَّ ف۪ي خَلْقِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَاٰيَاتٍ لِاُو۬لِي الْاَلْبَابِۚ "Muhakkak göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip sürelerinin uzayıp kısalmasında düşünen insanlar için elbette birçok dersler vardır." 190 اَلَّذ۪ينَ يَذْكُرُونَ اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى ج...

Kurban Etmek mi Zor? Kurban Edilmek mi?

Resim
Kurban... Kelime manası yakınlaşmak.. Arapça’da gerek maddî gerekse mânevî her türlü yakınlığı ve yakın olmayı kuşatacak bir anlam yelpazesine sahip olan kurbân kelimesi dinî terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi, özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet (kurbet) amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.   İbranice korban sözcüğü de "yakınlaşmak" anlamına sahiptir. Farsçadaki anlamı ise yaklaşan demektir. Dilimize oradan yerleşmiş olması muhtemel. Zira Kurban etmek kelimesinin Arapçası ذِبْح (zibh; boğazlama) veya hedy (hediye) dir. Kurban geleneğini her dinde ve inanışta görmek mümkün. Bizim için ise kurban ibadeti Hz. İbrahim ve Hz. İsmail'e dayanır. Kur'an'da da bahsi geçen İbrahim peygamber ve oğlu İsmail'le ilgili kıssadan yola çıkarak, kurban kavramına adanmışlık ve Allah'a teslimiyet anlamları da yüklenmiştir. Kurban bir nevi Cenabı Hakka yakınlaşmanın yolla...

Emanet

Resim
Kız çocuklarının içinde hep bir bebek sevme arzusu var. Rabbim o duyguyu küçük yaşlardan itibaren koymuş içine. Ben de severdim hem bebek sevmeyi hem de oyuncak bebeklerle oynamayı. Hatta lisede bile oynadığımı hatırlıyorum.  Miniğimi elime aldığımda da henüz 24 bile olmamıştım. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmeksizin. O gelmeden önce, zannediyordum ki içim bir anda müthiş şefkat hisleri ile dolacak ve bulutların üstünde uçacaktım. Pastel renkli, pembe, beyaz, mavi, yeşil bir evcilik oyunu gibiydi sanki hayalimde kurduklarım. Ama her şeyden öte iyi bir anne olmalıydım ve bana lutfedilen bu küçük emanete sahip çıkmalıydım. O yüzden minik misafirim gelmeden önce, bebek bakımı, çocuk eğitimi hakkında ne bulduysam okudum kendimi bilgilendirmek için. Fakültede iken din eğitimi en çok sevdiğim daldı. Hatta uzmanlaşmak bile istiyordum. Ama hayat başka türlü devam etti benim için. Hocama üzüntü ile söylemiştim, uzmanlaşma isteğimin şimdilik mümkün olamayacağını. Cevabını ...

Duada Haddi Aşma Olur mu?

Resim
"Kullarım Ben'i senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Bana dua edenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da dâvetime icabet ve Bana hakkıyla inanıp tasdik etsinler ki doğru yolda yürüyerek selâmete ersinler." Bakara, 186 Dua kulun sermayesi, Yaradanı ile kurduğu en güzel irtibatıdır şüphesiz. En zor zamanlarda, sıkıntılı anlarda, hastalıkta, bazen ihmal etsek de sevinçli hallerde bile insanı en çok rahatlatan, içini ferahlatan şey, güçlü, kuvvetli, aynı zamanda da koruyan, kollayan birine yönelip medet ummak veya sevgisini hissetmektir. İşte farklı farklı sebeplerle o kapıya gideriz. Ama az, ama çok, el açıp, istekte bulunuruz. Nedense bazen ettiğimiz duanın yeterli olmadığını da düşünürüz. Daha uzun, daha fazla, daha detaylı mı olmalıydı, diye içimizde bir yetersizlik hissi oluşur. En iyi duayı ben yapmalıyım, diye fısıldar nefis içten içe.. Hoş, dua kapısının bir kez tadını alan, o kapıyı aşındırmaktan da geri durmaz. Küçük bir çocuk gibi...