Kayıtlar

Eylül, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kur'an'ın Üçte Biri, İhlas Sûresi

Resim
Şöyle bir soru sorsam: "Kim bir gecede Kur'an'ın üçte birini okumak ister?" Kim istemez ki? Ama nasıl olur da insan bir gecede okuyabilir o kadar sayfayı, diye aklımıza gelebilir. Kur'an'ın üçte birine denk olduğu rivayetlerde bildirilen, kendisi küçük ama muhtevası denizler kadar derin bir sûre var oysa: İhlas Sûresi  Kendisine Tevhîd sûresi, Ma’rifet sûresi, Tefrîd sûresi, Tecrîd sûresi, Necât sûresi, Nisbe sûresi gibi isimler de verilen İhlas Sûresi, Yüce Rabbimizi tanıtan ve O’nun birliğini en güzel şekilde ortaya koyan bir sûredir. Bu yönüyle iman esaslarının da özeti gibidir adeta. Manasının zenginliği yanında, faziletine dair de pek çok rivayet mevcuttur. Bunların bir kısmı şöyledir: • Bir sahâbî, diğer bir sahâbînin bütün gece «قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌ» Sû­resi’ni tekrarladığını işitmişti. Sabah olunca Rasûlullah (sas) Efendimiz’in yanına gelip hâdiseyi nakletti. Sanki bütün gece boyunca bu kısa sûrenin okunmasını az görüyordu. Rasûlullah ...

Cennet-âsâ Bir İklim

Resim
"Beni bu güzel havalar mahvetti." der Orhan Veli. "Böyle havada aşık oldum; Eve ekmekle tuz götürmeyi Böyle havalarda unuttum; Şiir yazma hastalığım Hep böyle havalarda nüksetti; Beni bu güzel havalar mahvetti." Şair burada hangi havayı kastetmiş, hangi ruh saikiyle bunlar dökülmüş kaleminden satırlara bilmiyorum. Lâkin mahvetmek değil de, belki üzerine en çok serenat yapılacak, şiirler yazılacak havalar hangisi deseler, bana göre bahar havaları derdim.. Kim sevmez ki ılık ılık, usul usul esen bir rüzgarın yanaklarına hafifçe dokunmasını.. Özellikle sonbahar rüzgarları, sıcak yaz günlerinden bunalan ruhlara, ötelerden bir nefes gibi gelir ve okşar içten içe.. İnsan öyle bir varlıktır ki, ne sıcağa tahammül edebilir, ne de soğuğa. Onu kendinden alıp götüren, ruhunun derinden derine istediği ise ılık ılık esen meltem rüzgarlarının okşadığı, sarıp sarmaladığı havalardır. Kainatı Var Eden, insanı insan kılan Yüce Yaratıcı, insanın içine koyduğu b...

Müslüman Kimdir? Mü'min Kime Denir?

Resim
Böyle bir soru ile karşılaşsak, yani bize Müslüman ya da Mü'min kimdir diye sorulsa, cevap olarak aklımıza ilk ne gelirdi acaba? Bir düşünelim.. Allah'a ve diğer iman esaslarına inanan, İslâm dinine inanan, İslam'ın şartlarını yerine getiren, vs., vs. İlk aklımıza gelenler bunlar olurdu herhalde. Oysa bakalım her sözü bir hazine olan Allah Rasûlü (sas) bu iki kavramı nasıl açıklamış: اَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ النَّاسُ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ "Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir." (Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.) Bir başka rivayette de ikisinin birden tanımı mevcut: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mü'min de insanların can ve malları konusunda kendisinden emin oldukları kimsedir.” (Tirmizî, Îmân, 12) Kim Müslüman olamaz, diye aklımıza gelebilecek bir soruya da şu rivayet cevap oluyor adeta: “Müslümanlar arasında aldatma olamaz! Bizi aldatan, bizden değildir!” (Dârimî...

Ahlâk Dinin Neresinde

Resim
"İnsanlar bir dinleri olduğu için ahlaka ihtiyacı kalmamış gibi davranıyorlar." şeklinde bir değerlendirme yapmış Amin Maalouf. Biraz düşününce haklı, diyor insan, ister istemez. Zira insanlar dini ayrı, ahlâkı ayrı değerlendiriyor maalesef. Oysa bir dine inandığını söylemek, körü körüne ibadetleri, ritüelleri yerine getirmek yetmiyor iyi bir insan olabilmek için, o dinin gereklerini yerine getirmedikçe. Hele inandığın din temelini ahlâka dayamış bir dinse.. Zira Allah Rasûlü (sas) "Müminlerin iman açısından en mükemmel olanı, ahlâkı en iyi olanıdır." buyurmuş.(Buhârî, Edeb, 39) Tabii umursayana.. Bu ne demek, kamil mü'min olmak istiyorsan önce ahlâkın güzel olacak, demek.. Hep bildiğimiz bir şeydir. Bir gün Hz. Ayşe’ye (ra) sorarlar: "Resûlullah’ın (asm.) ahlâkı nasıldı?" Aldıkları cevap şu olur: “Siz Kur’anı okumadınız mı? Rasûlullah’ın (sas) ahlâkı Kur'an’dı.” Ahlak, kelime olarak, huy, tabiat, seciye, insanın manevî nitelikleri, tut...