Kayıtlar

Ağustos, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Göç

Resim
"Düşünseler şunu da anlarlardı ki: bu dünya hayatı geçici bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir ve ebedî âhiret diyarı ise, hayatın ta kendisidir. Keşke bunu bir bilselerdi!" Ankebut, 64 Nerede çiçeklerle dolu balkon, bakımlı bir bahçe görsem, içim şenlenir, hayat kokusu alırım. Yaşanmışlığın belki de en görünen hali.. Diger taraftan da, niyeyse,  sahipleri aklıma gelir. Sanki oldukları yere saplanıp kalmışlar gibi hissederim. O cılız kökleri ile seni bulunduğun yere ya da dünyaya bağlamanın en küçük halidir çünkü o narin bitkiler, güzel çiçekler. Dünya ve insan arasındaki en küçük göbek bağı.. Bırakıp gidemezsin.. Gitsen bile aklın kalır.. Yeşil olması, çiçek açması, kısacası yaşaması için, senin ona hizmet etmen gerekir çünkü. Sulaman, bakımını yapman gerekir. Ya çiçekleri kurumuş, solmuş , evler, bahçeler.. İçi boş pencereler..  Terkedilmişliğin de ötesinde, bir yere ait olamamanın ya da bulunduğu yerden göçüp gitmenin adı değil midir? Bir çiçe...

Bir Soru, Bir Cevap

Resim
Sahabeden Ebû Amr (veya Ebû Amre) Süfyân İbni Abdullah (ra) sorduğu bir soruya karşılık, aldığı cevabı şöyle aktarmış bizlere: - Yâ Rasûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim. Resûlullah da(sas): - “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu. (Müslim, İmân 62. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 61; İbni Mâce, Fiten 12) ... Hadisi aktaran Hz. Süfyân, görüldüğü üzere, Efendimiz’e isteğini son derece nazik sınırlar içinde arzetmiş. “Bana İslâmiyeti tarif et” deyip geçmemiş, “Bana İslâmiyeti öylesine özlü, açık ve kapsamlı tarif et ki, bir daha senden başkasına sorma ihtiyacı duymayayım” demiş. Efendimiz de, peygamberlik birikimi ve cevâmiü’l-kelim (az sözle engin mânâlar dile getirme) özelliği ile bu zorlu isteği, “Allah’a inandım de, sonra dosdoğru ol” diye iki cümlecikle cevaplamış. Hadisin bir başka rivayetinde cevap, “Rabbim Allah’tır de, sonra dosdoğru ol!” şeklinde geçer. Soru güzel.. Cevap ondan da güzel.....

Bir Hadis, Dört Kural

Resim
Ebû Sa’lebe el-Huşenî Cürsûm İbni Nâşir radıyallahu anh’ın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sas) şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin. Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koydu, o sınırları aşmayın. Bazı şeyleri haram kıldı, o haramları çiğnemeyin. Bazı şeyleri de unuttuğu için değil size olan merhameti sebebiyle dile getirmedi, onları da araştırıp kurcalamayın.” (Dârekutnî, es-Sünen, IV, 184. Ayrıca bk. Hâkim, el-Müstedrek, IV, 115) İmam Nevevî çok önemli gördüğü bu hadîs-i şerîfi, Kırk Hadis adlı eserine otuzuncu hadis olarak almış. Nitekim hadiste geçenler, kulluğun özeti gibi adeta. Metinde, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına yönelik emir ve yasakları başlıca dört ana başlık altında özetlenmiş. Bunlardan birincisi farzlar. Farz; bilindiği üzere, yapanın sevap kazandığı, yapmayanın ceza gördüğü bir ibadet türüdür. Zira farzların yapılması Allah tarafından kesin bir dille emredilmiş. Meselâ iman, namaz, zekât birer farzdır. Efendimiz (...

Cennetin Hazinelerinden Bir Hazine

Resim
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ اِلَّا بِااللّٰهِ “Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah Teâlâ’nın yardımıyladır.” Sürekli duydugumuz ve belki de sık sık tekrarladığımız bu çok kıymetli dua veya cümle hakkında neler biliyoruz acaba? Hadi rivayetler eşliğinde bakalım. Öncelikle, lafız itibariyle kısa fakat anlam itibariyle çok kapsamlı olan bu cümle, bir zikir ve duâ cümlesi olmakla birlikte, Efendimizin (sas)ifadesiyle "Cennet'in hazinelerinden bir hazinedir" aslında. (Tirmizî, Daavât, 57, 119) Ebû Musa el-Eş’arî'den (ra)gelen rivayete göre, Rasûlullah (sas)  Efendimiz Hayber Gazâsı’na giderken, yanında bulunan ashâb-ı kiram bir vadiye varınca, yüksek sesle tekbîr ve tehlîl ile bağıra bağıra zikretmeye başladılar. Bunun üzerine Hz. Rasûlullah (sas): “ Kendinize rıfk u merhamet ediniz. Zîra siz ne sağıra, ne de gâibe duâ ediyorsunuz. Ancak her şeyi hakkıyle işiten ve size sizden yakin olan Allah’a duâ ediyorsunuz. Ve Allahü Teâlâ Hazretleri siz nere...

Bir Bardak Soğuk Su

Resim
Beni en çok etkileyen hadiselerden biridir. Ne zaman sıcak bir gün ve soğuk su görsem aklıma bu rivayet gelir. Hz Ebu Bekir’e, halifeliği döneminde bir bardak soğuk su verilir. Birkaç yudum içip iftar eder ve ardından gözlerinden damla damla yaş dökmeye başlar. Öyle hıçkırarak ağlar ki, etrafındakileri de ağlatır. Bir müddet sonra, dostları “Seni bu derece ağlatan nedir?” diye sorarlar. Şöyle cevap verir: “Bir gün Allah Rasûlü (sas) önündeki bir şeyi eliyle iter gibi yapıyor ve 'Benden uzak dur, benden uzak dur!' diyordu. Sordum: “Ya Rasûlallah! Birini uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz, ama ben kimseyi göremiyorum!.” Buyurdular ki: “Dünya, içindeki bütün debdebesiyle karşımda temessül etti ve bana kendisini kabul ettirmek istedi; ben de ona 'Benden uzak dur!' dedim. Bunun üzerine o, çekip giderken, 'Vallahi sen benden kurtulsan da senden sonrakiler elimden kurtulamayacaklar. Kendimi sana kabul ettiremedim, ama sonrakiler peşimden koşacaklar.' dedi...