Kayıtlar

Küçük Günahlar, Küçük Hatalar

Resim
Ummadığın taş baş yarar(mı) Bazen düşünmeden yaptığımız bir hareket, ağzımızdan çıkan bir söz, ne olur ki, sonradan kaza ederim, diyerek bıraktığımız namaz, bir kereden bir şey olmaz, nasıl olsa Allah affeder, diyerek el sürülen haramlar veya es geçilen farzlar.. Ne kadar da çok hayatımızda. Oysa küçük zannedilen nice şey, kimleri kimleri helake götürmüş, kaybetmelerine sebep olmuş şu dunya hayatı boyunca. Bakalım öyleyse.. Küçük sandığımız şeyler gerçekten de küçük mü hak katında?   Her konuda bize rehber Efendimiz sas küçük günahlar hakkında şöyle buyurmuş: “Küçük görülen günahlardan sakının! Çünkü o (küçük günah)lar bir kimsede birikirler de neticede onu helâk ederler.” (Ahmed, I, 402-403; V, 331) Bunun içindir ki, Hak dostları da “Küçük günahlar terk edilmeyip ısrarla işlendikçe, artık küçük olarak kalmaz, büyük günah hâline gelir.” demişler. Tâbiîn neslinden Bilâl bin Sad ne güzel îkâz eder asırlar ötesinden: “Günahın küçüklüğüne bakma! Fakat kime isyan ettiğine, k...

Üstünlük.. Neye ve Kime Göre?

Resim
Üstünlük kime göre ve neye göre şekillenir?  Âl-i İmrân, 139. Ayette şöyle buyurulur:   "Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün gelirsiniz!" Muhtemel diğer manalar: "Öyleyse ne yılgınlığa kapılın ne de üzülün: eğer inanmış biriyseniz, insanların en üstünü mutlaka siz olursunuz." “Eğer mümin iseniz, yılmayınız, üzüntüye kapılmayınız! Çünkü siz hep üstünsünüz.” Şu mâna da mümkündür: “Siz, konum bakımından daha üstün iken yılmayın, üzüntüye kapılmayın! Zira siz, Allah rızası gibi yüce bir gaye ile, O’nun dinini yüceltmek için savaşıyorsunuz. Onlar ise şeytan yolunda savaşıyorlar. Hem sizden olanlar cennette, onlardan olanlar cehennemdedirler.” (Nesefî). Bu âyetin sonu ise zımnen şunu söyler müfessirlere göre: Eğer üstün değilseniz (her ne olursa olsun öyle olduğunuzu düşünmüyorsanız), imanınızda bir problem var demektir. Ya da zillet içinde olduğunuzu düşünüyor ve kendinizi başkaları karşısında ezik hissediyorsanız.. Kimbil...

Varlık ve Nimet

Resim
İnsanoğlu çoğu zaman varlık içinde yaşayanlara bakıp imrenir. Hatta bazen o dereceye gelir ki bu imrenme, başkasında olana haset etmeye başlar. Neden bende yok, diye. Oysa bilmezler ki varlığın imtihanı, çoğu zaman yokluğun imtihanından daha zordur. Zira insanların çoğu, her ne kadar başkalarına imrenseler de, sıkıntı anında bir şekilde dayanıp, sabrederler veya olanı kabullenirler. Hayat bir şekilde akmaya devam eder. Elde avuçta çok bir şey yoktur belki ama aç, açık da değildir. İşte bu şekilde kıt kanaat geçinen bir kişi, zengin olup da para pul içinde yüzmeden, müsrif olup olmayacağını bilemez. Çünkü henüz bunu tatmamıştır. Tarihin kaydettiği nice sonradan görmeler vardır ki, fakirken bir anda kazandıkları malları, servetleri ahiretlerini kaybetmelerine sebep olmuştur. Yine bunun gibi, sağlıklı bir insan da elindeki afiyet ve sağlık hazinesini sağlığını kaybetmedikçe anlamaz. Her gün yeniden uyanmak, nefes almak, yemek içmek, kolayca yürümek, hareket etmek rutine dönmüş...

Sureti Sirete Evrilenler

Resim
"Biz onlara, “Aşağılık maymunlar olun” demiştik. Biz bunu, hem onu görenlere, hem de sonra geleceklere bir ibret kıldık..”(Bakara, 2/65-66) Hiç düşündün mü? Bir sabah kalkıyorsun, aynaya bakıyorsun ve bir anda afallıyorsun. Gözlerine inanamıyorsun. Gözlerini kapatıp açıp tekrar bakıyorsun, defalarca. Hep aynı, değişmiyor görüntü. Aynada gördüğün başka bir şey, bakan sensin ama aynada gördüğün, bildiğin, aşina olduğun o yüz değil. Bu mümkün değil, gerçek olamaz, diyorsun.. Gregor Samsa'nın böceğe dönüştüğü hikayesi geliyor aklına. Hep ilginç gelmişti okurken ama gerçek olabileceğini hiç düşünmemiştin. Oysa senin sen olarak var olman, Allah'ın bir sanatı ve mucizesi olduğu gibi seni bir anda farklı bir surete ya da sirete dönüştürmesi ya da dönüştürebilmesi de yine O'nun mucizesi. Öyle ya.. "Şüphesiz O yaratmanın her türlüsünü bilir." Yasin, 79 .. Yazının başında yer ayetler, bir zamanlar maymuna döndürülen insanlar, gerçekten de çoğu zaman aynaya b...

5 Maddede İnsanın Tanımı

Resim
Ebu Hureyre (ra) şöyle anlatıyor: Bir gün, Rasûlullah (sas) ashabına: "Şu kelimeleri kim [benden] alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek?" buyurdular. Ben hemen atılıp: "Ben! Ey Allah'ın Rasûlü!" dedim. Aleyhissalatu vesselam elimden tuttu ve beş şey saydı: "- Haramlardan sakın, Allah'ın en abid kulu ol! - Allah'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol! - Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol. - Kendin için istediğini başkaları için de iste, Müslüman ol! -Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür." [Tirmizi, Zühd 2, (2306); İbnu Mace, Zühd 24, (4217)] ... Şu da Enes b. Mâlik'ten (ra)aktarılmış.. Hz. Peygamber (sas)şöyle buyurdu: "Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki, bir kişi hayırdan (yani hayırlı olandan) kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe mükemmel bir şekilde îman etmiş olmaz." (İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi,...

Bir Veda.. Bir Muhasebe..

Resim
"Onlar Kur’an’ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde üst üste kilitleri mi var?" Muhammed, 24 Ayete daha geniş bir şekilde şöyle bir mana verilmiş: "Peki onlar, Kur’an’ı hiç incelemiyorlar mı? Allah, insan, evren, hayat, ölüm; insanın menşei, yaratılış amacı, uyması gereken prensipler, ölümden sonra onu bekleyen âkıbet ve benzeri konularda bu kitabın getirdiği açıklamaları inceleyip de, ondaki hidâyet aydınlığını göremiyorlar mı? Yoksa gönülleri üzerinde, hakîkati görmelerine engel kibir, inat, önyargı gibi kilitler mi var?" Bu derin ikaz ve benzetmenin muhatabı, ayetin öncesine bakıldığında, aslında münafıklardır. Ayet ve hadislerde münafıkların bir çok özelliği sayılır. Bunlardan bazıları yalan, iki yüzlülük, emanete ihanet, akrabalık bağlarını koparmaya çalışmak, yeryüzünde bozgunculuğa sebep olmak vs. Ama bir diğer özellikleri ise burada ifade edildiği üzere Kur'an'ı hakkıyla okumaktan imtina etmeleri ve dolayısıyla da ...

Nimet ve Şükür

Resim
Fussilet Sûresi 46. âyeti kerimede şöyle buyurur Âlemlerin Sultanı (cc): "Kim sâlih amel işlerse kendi iyiliğinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi zararınadır. Yoksa Rabbin kullarına kesinlikle zulmetmez." Yani insan ne ederse kendine eder. Yapılan her bir iyilik şüphesiz Allah katında çok kıymetlidir ve sahibine illa ki hayır olarak dönecektir. Yapılan her bir kötülüğün zararı ise, o anda farkında olmasa bile, belki bu dünyada, belki de öte dünyada yine insanın kendisinedir aslında. Yine insanoğlu çoğu zaman olayların arka planına akıl erdiremez. Dünya hayatının geçici ve başa gelen ne varsa, iyi veya kötü, imtihan sebebi olduğunu unutur. Kazandıkça daha da kazanmak ister. Ne kadar çok şey elde etse, yine de istekleri bitip tükenmek bilmez. Büyük bir iştahla arzular dünya nimetlerini. Oysa hepsi geçici bir meta ve oyalanma değil midir?  Hep bana, hep bana, der. Hiç yorulmaz, bıkmaz. Dahasını ister. Lakin küçücük bir sıkıntı, bir musibet veya zarar değse feryad fig...